Hukuki.NET

T.C
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/1820
K: 2004/4014
T: 13.04.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • YANGIN SİGORTASI
    • POLİÇE YE EKLİ DEĞER MUTABAKATININ GEÇERSİZLİĞİ
    • YANGIN SİGORTA POLİÇESİNE DAYALI İTİRAZIN İPTALİ
      • RİZİKONUN TEMİNAT DIŞINDA BULUNMASI
      • İHTİYATİ HACİZ
818 s. BK/28,31
2004 s. İİK/257
6762 s. TTK/1264,1302,1383
Taraflar arasında görülen davada Hatay Asliye 1 Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16.4.2003 tarih ve 2002/654-2003/207 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 13.4.2004 günde davacı Avukatı İ.B. ile davalı Avukatı G.A. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait saklama tunelli ve tamamı derin donduru-culu soğuk hava deposu tesislerinin 25.12.2000 başlangıç, 1 yıl süreli döviz üzerinden düzenlenen mutabakatlı yangın sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığını, tesislerde 17.12.2001 tarihinde çıkan yangında işyerinin tümüyle kullanılamaz hale geldiğini, sigorta teminatının davalı yanca ödenmemesi üzerine aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak itirazla takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, poliçenin 18.9.2000 tarihli Y. Ekspertiz ve Değerlendirme Ltd.Şti.nin hazırladığı rapora dayanılarak düzenlendiğini, ancak rizikodan sonra ekspersiz şirketinden durumun yeniden sorulması üzerine raporu hazırlayan mimar M.H.B.nin sigortalı binanın duvarlarında kullanılan izolasyon maddesinin hesabında yüzey hesaplaması gerekirken izolasyon maddesinin m3 birim fiyatını soğutma tesisinin hacmi ile çarparak aslında olması gereken değerin 50-60 katı fazla bir tutar belirlediğini, bu şekilde 1.150.000-1.250.000 USD'ne yapılması mümkün olan tesisin gerçek değerinin çok üzerinde bir bedelle sigorta ettirildiğini, öğretide mutabakatlı poliçelerde de hiçbir zaman gerçek zararın dışında bir tazminat ödemesinin söz konusu olmayacağı konusunda görüş birliği bulunduğunu, ekspertiz raporundaki hesap hatasını ve poliçedeki sigorta bedeli ile gerçek sigorta değeri arsındaki farkı öğrenen müvekkilinin TTK.nun 1264/1. maddesi gereğince poliçedeki mutabakat bedel kaydının geçersiz olduğunu davacıya bildirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacıya ait işyerinin mutabakatlı poliçe ile yangın rizikolarına karşı da sigorta örtüsü altına alındığı, sigorta değerinin davalı şirketin tayin ettiği eksperce belirlenen 30.183.064.52 USD olarak belirlenip prim ve hasar ödemesinin de ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden yapılmasının benimsendiği, herhangi bir hasar tespitinde taraflarca imzalanan ve poliçeye ekli mutabakat raporunun esas olmayacağının, rapordakibu kıymetlerin dışında herhangi bir fatura, belge vesaire aranmayacağının açık bir şekilde ifade edildiği, davacının poliçe primlerini de kur farkı zeyilnamelerine göre ödediği, davalı şirketin davacı şirkete ait başka işyerlerini aynı dönemler için yine mutabakatlı poliçeler ile döviz esasına göre sigorta ettiği ve sigorta kıymetlerine hiçbir itirazda bulunmadığı gibi, dava konusu poliçeye dayalı olarak sel baskını sonucu iki defa hasar ödemesi yaptığı, hasar ödemesinde yine mutabakatlı poliçe değerinin esas alındığı, poliçe mutabakatının hata ve hile sonucu oluştuğunu iddia eden davalının bu şekilde poliçeye zımni icazet verdiğini, bu işlemler yapıldığı sırada poliçeden cayma hakkını kullanmayan davalının yangın sonucu tam hasarlı hale gelen sigortalı işyeri için davacı şirkete ödeme yapmamasının MK.2. maddesindeki iyiniyet kurallarına uygun düşmediği gibi, sel hasarı ödemesi işlemlerinden sonra dahi BK.nun 31. maddesindeki 1 yıllık süreden sonra poliçeden caymasının doğru olmadığı, davanın fazla sürüncemede kalmaması açısından ceza davalarının sonucunun beklenmesine gerek olmadığı poliçede sigorta bedelinin tam hasar nedeniyle likit bir alacak niteliğinde görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 53.289.989.160.164 TL üzerinden itirazın iptali ile asıl alacak 43.845.903.000.000 TL nin %40 oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava yangın sigorta poliçesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinde sigorta değeri mutabakatlı olarak belirlenmiştir.
TTK.nun 1383/2. maddesine göre mutabakat ile sigorta değeri belirlenmiş poliçeye dayalı tazminat talebinde sigortalının hasarın miktarına yönelik olarak herhangi bir belge ibraz zorunluluğu yoktur.
Diğer taraftan TTK.nun 1264/1. maddesine göre bu kitapta hüküm bulunmayan durumlarda sigorta sözleşmeleri hakkında Borçlar Kanunu'nun hükümleri uygulanacaktır.
BK.nun 28. maddesine göre diğer tarafın hilesi ile akit imzalayan taraf o akit ile ilzam olunamaz. Ancak yine BK.nun 31. maddesi gereğince hata ve hilenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde sözleşmeyi ifa etmeyeceğini diğer tarafa bildirmediği takdirde sözleşmeye olur vermiş sayılır.
Somut olaya dönüldüğünde, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin geçerliliği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık poliçeye ekli değer mutabakatı ile ilgilidir. Davalı, anılan mutabakatın hileye dayalı olarak düzenlendiğini, bu konuda Bursa Ağır Ceza Mahkemesinde davacı şirket yetkilisi ile birlikte davalı şirket görevlilerinin gerçeğe aykırı olarak sigorta değeri tespit etmekten dolayı nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandıklarını, Hatay Ağır Ceza Mahkemesi'nde de davacı şirket temsilcileri hakkında kasten yangın çıkarmak atılı suçuyla açılan davanın derdest olduğunu savunmuştur.
Her iki ceza davasında sanıklara atılı suç, sigorta hukuku açısından sigorta poliçesine ekli mutabakatın geçersizliği ve TTK.nun 1302. maddesi gereğince de hasarın poliçe teminatı kapsamında olup,olmayacağı konusunda sonuç doğurucu niteliktedir. O halde, mahkemece öncelikle, davalının rizikonun teminat dışında bulunduğuna ilişkin savunması üzerinde durulup, gerektiğinde ceza davalarının sonucu da beklenerek sunulu delillerin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Öte yandan, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbirin özel bir çeşidi olmakla beraber özellikle konusu ve tâbi olduğu hükümler bakımından ihtiyati tedbirden farklıdır. İhtiyati haciz sadece para alacaklarına ilişkin dava veya takiplerde söz konusu olduğu halde, ihtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeylere ilişkin davalarda ve aynı çekişmeli olan menkul ve gayrimenkul mallarla ilgilidir. İhtiyati hacizde haczedilen mallar açılan veya açılacak davanın konusunu oluşturmadığı halde, ihtiyati tedbirde üzerine tedbir konulan mallar taraflar arasında çekişmeli olduğundan davanın konusunu oluşturur.
Dava, bir miktar tazminat alacağının tahsiline ilişkin olduğuna göre böyle bir davada ancak İİK.nun 257'nci maddesindeki şartların varlığı halinde ihtiyati hacze karar verilebilir. Mahkemece anılan hususlar nazara alınmadan ihtiyati haciz gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir edilen 375.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.4.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini