 |
T.C
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/13517
K: 2004/7473
T: 05.07.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- HAKSIZ EYLEMDE TEMERRÜT
- ISLAH
- KISMİ DAVA
818 s. BK/98
1086 s. HUMK/87
Taraflar arasında görülen davada Düzce Asliye 2. Hukuk Mahke-mesi'nce verilen 16.5.2003 tarih ve 1999/440-2003/269 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin çocuklarının davalı şirkete ait otobüste yolcu iken, meydana gelen kazada öldüklerini, davalı taşımacı şirketinin ferdi koltuk kaza sigortası yaptırmadığından işleten sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000.000.000 lira ölüm tazminatı limitinin ıslah dilekçesi ile de 500.000.000 lira bakiye ölüm tazminatı limitinin olay tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre, 1.000.000.000 liranın olay, 500.000.000 liranın ıslah tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yolcunun ölümüne neden olmak, esasen haksız eylem niteliğinde olup, haksız eylemlerde borçlunun temerrüde düşürülmesinin gerekmediği ve B.K. nun 98/2'nci madde hükmü uyarınca sözleşmeye aykırılık hallerinde de haksız eyleme ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulabileceği de açıktır.
Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılmıştır. Davacı, kısmi davada saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarını, ek bir dava açarak isteyebileceği gibi, dava konusunun artırılmasını önleyen HUMK.nun 87/son cümlesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi karşısında, aynı davada ıslah dilekçesi verip, harcını yatırmak suretiyle de talep edebilir. Kısmi davanın, dava konusunun dava edilmeyen bölümü için borçluyu temerrüde düşürmeyeceği uygulamada yargısal kararlarla benimsenmektedir. Ne var ki, somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. YHGK.nun 5.3.2003 tarih ve 9-76/126 sayılı kararı da bu yöndedir.
O halde, mahkemece, ıslah edilen kısım itibariyle de istem gibi olay gününden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, arttırılan kısım için yazılı gerekçelerle ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 5.7.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.