Hukuki.NET

T.C
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/6561
K: 2004/1481
T: 19.02.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.12.2002 tarih ve 2000/885 - 2002/788 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, kendisinin Levpa Gıda A.Ş.nin hakim ortağı ve yöneticisi olduğunu davalının da, Kızılkaplan Factoring A.Ş.nin hakim ortağı bulunduğunu, ekonomik krize düşmesi nedeniyle davalının şirketinden borç para almak zorunda kaldığını ve geri ödemelerde büyük güçlük çektiğini, davalının müvekkilin müzayaka altında kaldığı bu durumundan yararlanıp, kendisine ait S.S.Bahçelievler Barış Yapı Kooperatifi'ndeki paymı (300.000.000.-) TL gibi bir bedelle rayicinin çok altında satmak zorunda bıraktığım ileri sürerek, gabin nedeniyle satışm iptalini talep ve dava etmiş, birleştirilen dava dilekçesinde davaya konu kooperatif paymm davalı Sabri İnce'ye satışının muvazaalı olduğunu ve sırf gabin iddiasına dayalı davayı sonuçsuz bırakma amacına yönelik olduğunu ileri sürerek, davalı Sabri İnce'ye yapılan pay devir sözleşmesinin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müzayaka altmda kaldığına dair iddiasının doğru olmadığını, Kızılkaplan Factorbg A.Ş.'den büyük meblağlarda kredi kullandığını, daha bir çok taşınmazı bulunduğunu, ayrıca dava konusu taşınmazı elden çıkarması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Sabri İnce vekili, dava konusu taşınmazı kooperatif kayıtlarına güvenerek ve iyi niyetle satın aldığını, davalı M. Servet Kızılkaplan'm işçisi veya işvereni olmadığım, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığım savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma kararma uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının düştüğü ekonomik kriz nedeniyle davaya konu kooperatif payını noter satış sözleşmesinde belirtildiği gibi 300.000.000.-TL'na satmak zorunda kaldığını ileri sürmüş olup, davacı tanıklarının davacının sırf senetlerinin vadesinin uzatılması için taşınmazı düşük bedelle satmayı kabul ettiğini beyan ettikleri, davalı tanıklarının ise, söz konusu evi davalı Servet Kızılkaplan'm 35.000.000.000.-TL vererek satın aldığını ve daha sonra 55.000.000.000.-TL karşılığı diğer davalı Sabri İnce'ye sattığını yeminle beyan ettikleri, dava konusu yerin rayiç değerinin 150.000 USD olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, dava dışı Bahçelievler Barış Kooperatifi'nden yapılan araştırmada aynı nitelikteki konutların yine noter önünde yapılan devirlerinde düşük bedel gösterildiğinin anlaşıldığı, tarafların hür iradelerine ve akit serbestisine dayalı olarak düzenlenen/ıoter devir sözleşmelerinin resmi yazılı belge olmasına karşılık, aktin varlığını ve devrin gerçekleştiğini ortaya koyup, ispat etme bakımından bu belgelere itibar zorunluluğu olmakla birlikte, ülkemiz realitesinde noter önünde yapılan sözleşmelerde daha az harç ve vergi ödemek için çoğu zaman sembolik bir değer gösterildiği, gösterilen bedelin gerçek değeri yansıtmadığının açık olduğu, bu durumda dava konusu taşınmazın gerçek bedelle devredildiği ve gerçek bedelin senette gösterilmediğinin kabulü gerektiği, ilk bakışta gerçek bedelle gösterilen bedel arasında aşın nisbetsizlik olduğu görülüyor ve davacı şirketinin sattığı mal karşılığında elde ettiği çeklerin vadesinden önce paraya çevrilmesini temini amacı ile davalının şirketi ile ilişkiye girdiğini belirtmiş ise de, söz konusu çeklerin keşidecisinin davacı ya da şirketi olmadığı ve davalının sahibi bulunduğu şirket tarafından davalı hakkında başlatılan bir icra takibi bulunmadığı, aynca davacı şirketi hakkındaki icra takibi ve ceza davalarının tümünün pay devrinden sonra olduğuna göre davacının devir tarihinde müzayaka halinde olduğunu kamtlayamadığı gibi, davacı aynı zamanda bir anonim şirketin yöneticisi olduğuna göre, bu şekilde basiretsiz davranmasının hayatm olağan akışına uygun düşmeyeceği, birleştirilen dava yönünden; davacı, HUMK.nun 186 ncı maddesi gereğince seçimlik hakkını birleştirilen dava davalısı hakkındaki davayı takip yönünde kullandığı ve gabin iddiasına dayalı davalarla HUMK.nun 186 ncı maddesinin uygulanmasının söz konusu olduğu davalarda, muvazaa konusunun incelenip değerlendirilmesi gerekmediği gerekçesiyle, asıl davanın usul yönünden, birleştirilen davanın esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif pay devrinin gabin nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili özetle, müvekkilinin hakim ortağı bulunduğu Levpa A.Ş.nin ekonomik müzayaka altmda iken davalı M.Servet Kızılkaplan'ın hakim ortağı bulunduğu Kızılkaplan Factoring A.Ş.nden borç para aldığım ve senetlerinin vadesinin uzatılmasını temin ettiğini davacının ortağı bulunduğu şirketin ekonomik yönden çok zor durumda olduğunu bilen davalının bundan yaralanarak davacıya ait olan dava dışı kooperatifteki paymı (bitmiş daire) (300.000.000.-) TL gibi rayicinin çok altmdaki bir bedelle kendisine satmak zorunda bıraktığım ve gabinin bütün tüm koşulan ile oluştuğu iddiasında bulunarak pay devrinin iptali isteminde bulunmuş, birleştirilen davada da,gabin iddiasına dayalı davanın sonuçsuz bırakılması için dava konusu kooperatif payının davalı Sabri İnce'ye devredildiğini ve bu devrin muvazaa nedeniyle iptalini talep etmiş, davalı M.Servet Kızılkaplan vekili, davacı şirketinin müvekkilinin hakim ortağı olduğu Factoring şirketinden büyük meblağlarda kredi kullandığını, gabin iddiasının doğru olmadığım, davacının serbest iradesi ile taşınmazı devrettiğini savunmuş, diğer davalı Sabri İnce vekili ise, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, muvazaa iddiasının doğru olmadığını savunmuştur. Mahkemece, özellikle, noter senetlerinde harç ve vergi ödememek için satış bedelinin düşük gösterildiği ve taşınmazın gerçek bedelinin ödendiği, davalının davacı hakkında yapılan bir icra takibi olmadığı ve tacir olan davacımn basiretli olması gerektiğinden gabin olgusunun kanıtlanmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Borçlar Kanunu'nun 21 nci maddesi hükmünde, "bir akitte ivazlar arsında açık bir nisbetsizlik bulunduğu takdirde, eğer gabin mutazarrırın müzayaka halinde bulunmasından veya hiffetinden yahut tecrübesizliğinden istifade suretiyle vukua getirilmiş iseyföutazarnr, bir sene zarfında akti feshettiğini beyan ederek verdiği şeyi geri alabileceği" öngörülmüştür.
O halde, öncelikle dava konusu olayda gabinin objektif ve sübjektif unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenmelidir. Davaya konu kooperatif payının oturulur halde bir daire olduğu ve satış tarihindeki rayiç değerinin davacıya göre 5.000.000.000.-TL, davalı tarafa göre, 35.000.000.000.-TL olacağı kabul edilmiş ve noter önünde yapılan satış senedinde satış bedelinin 300.000.000.-TL olduğuna göre, edimler arasında açık bir nisbetlik olduğu tartışma konusu değildir ve nitekim bu husus mahkemece de, kabul edilmiştir. Ancak, mahkemece, noter senetleri resmi belge ise de, ülkemiz gerçekleri karşısında tarafların daha az vergi harç ödemek için daha dava konusu taşınmazın noter satış senedinde değerini düşük göstermişler ise de, davalı tarafın gerçek bedeli davacıya ödediğinin tanık beyanlarıyla kanıtlandığı belirtilmiştir. Oysa, HUMK.nun 290 ncı maddesi hükmü uyarınca bir senedin metnindeki durumun aksine bir iddia ancak aynı kuvvette bir senet ile kanıtlanabilir. Bu durumun tanıkla kanıtlanması ancak karşı tarafın muvafakati ile mümkündür. Oysa, davacı taraf, bu hususta tanık dinlenmesine de, karşı çıkmıştır. O halde, davalı tarafın taşınmazın gerçek değerini ödemiş olduğu yönündeki savunması kanıtlanmış değildir ve gabinin objektif unsuru gerçekleşmiştir.
Ne varki, objektif unsurun varlığı tek basma gabinin kabulü için yeterli değildir. Bunun yanında sübjektif unsurun da, kanıtlanması gerekmektedir. Davacı vekili, müvekkilinin hakim ortağı bulunduğu A.O.nun ekonomik yönden müzayaka altında olduğunu, bir çok çekinin karşılıksız kaldığını, hakkında bir çok icra takibi bulunduğunu ve bu nedenle davalının yönettiği ve ortağı bulunduğu factoring şirketine borçlandığını iddia etmektedir. Davacı ekonomik müzayaka altında olduğunu iddia ettiğine göre burada basiretli tacir ilkesinin uygulanma alanı yoktur. Dosya arasındaki belgelerden, dava konusu taşınmazın satışından çok kısa süre sonra çeklerinin karşılıksız kaldığı, haklannda bir takım caza davalannın açıldığı ve bir çok icra takibine maruz kaldığı belirlenmiştir. Yine tarafların ortağı bulunduğu şirketlerin 30.10.1997 tarihinden yani dava konusu kooperatif payının devrinden önce birbirlerine çek -senet verdikleri tesbit edildiği gibi, tanık anlatımlarından tarafların ve ortaklan oldukları şirketlerin sürekli bir ticari ilişki içerisinde bulunduklan anlaşılmaktadır.
Ohalde mahkemece, uzman bilirkişilerce tarafların ortağı bulunduklan şirket kayıtlan üzerinde inceleme yapılması ve adı geçen şirketlerin aralarındaki borç- alacak ilişkisinin belirlenmesi, dava konusu dairenin satış tarihinde davacının ekonomik müzayaka (darda kalma) içerisinde olup olmadığı ve davalı M.Servet Kızılkaplan'ın bunu bilecek durumda olup olmadığının belirlenmesi, tarafların diğer tüm kanıtlarının birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuç çerçevesinde gabin olgusunun mevcut olup olmadığının tesbiti ve gabinin varlığının tesbiti halinde taşınmazın diğer davalı Sabri ince'ye devrinin" muvazaalı olup olmadığı ve sırf asıl davayı sonuçsuz bırakmaya matuf bulunup bulunmadığının tesbıti ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken davacının tüm iddia ve kanıtlan" değerlendirme dışı bırakılarak yazılı şekilde noksan inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenlerle, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukanda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harem isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini