 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2003/6394
K: 2003/9803
T: 23.10.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2918/m.96,99
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy Asliye 4.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 07.10.2002 tarih ve 2001/276 - 2002/664 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı K.... Sigorta A.Ş. tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacının, TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalı taraf aleyhine açtığı rücu davası sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair tesis edilen hüküm, davalı K.... Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı K.... Sigorta A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigortasından doğan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 96 ncı maddesi uyarınca, zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise tazminat taleplerinin sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerekir.
Dava konusu olayda, davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde, aynı kazada başka aracın da zarar gördüğünü, bu araç için Şişli Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nin 2000/1441 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını savunduğuna ve dosya içerisinde mevcut kaza tespit tutanağında davacının sigortaladığı araç dışında başka bir aracın da zarar gördüğünün belirtildiğine göre, mahkemece olayda garameten paylaşım koşullarının bulunup bulunmadığının saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Ayrıca, davalı sigortacının sorumluluğunu kamu düzeni amacıyla zorunlu hale getiren Karayolları Trafik Kanunu'nun 99/1 nci maddesinde, sigortacının zarar giderim yükümlülüğü rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde yerine getirmek şeklinde belirlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, sigortacıya bir başvuru yapılıp, 8 iş günü olarak belirlenen süre dolmadan sigortacının temerrüdünden bahsedilemez. Somut olayda, dosyada böyle bir başvuru yapıldığına ilişkin bir belge mevcut ise de, tebliğ edildiğine dair bir bilgiye rastlanılmamıştır. O halde, usulüne uygun bir başvuru olup olmadığı, mevcutsa tebliğinden itibaren 8 iş günü eklenip buna göre temerrüt tarihinin belirlenmesi, başvuru yoksa en erken dava açılmakla davalı sigortacının haberdar olacağı kabul edilerek, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak esas alınması ve buna göre temerrüt faizinin başlatılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde davacının ödeme tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulü de doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı K.... Sigorta A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı K.... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı K.... Sigorta A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.