 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2003/4568
K: 2003/11592
T: 8.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
818/m.62,484
Taraflar arasında görülen davada Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 05.11.2002 tarih ve 2002/264 - 2002/858 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin, davalı banka ile dava dışı Fahrettin İ. arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesinin kefili olduğunu, sözleşmede belirli bir limit kararlaştırılmadığı halde davalının keşide ettiği ihtarname üzerine ve Devlet memuru olan müvekkilinin itibarına zarar geleceği endişesiyle toplam ( 1.992.000.000.- ) TL hataen ödemede bulunduğunu ileri sürerek, anılan meblağın ödeme tarihlerinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacı tarafından imzalanan 12.10.1995 tarihli sözleşmenin kefalet sözleşmesi olduğunun kabulü gerektiği, kredi kartı üyelik sözleşmesinde sorumluluk miktarının belirtilmemiş olması nedeniyle BK.nun 484 ncü maddesi uyarınca kefilin sorumluluğunun kabul edilemeyeceği, davacının ödediği toplam meblağın ( 1.992.000.000.- ) TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, anılan meblağın ödeme tarihlerinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, banka kredi sözleşmesine dayalı ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 12.10.1995 tarihli garanti sözleşmesinin kefalet sözleşmesi olarak kabul edilmesi ve bu sözleşmede sorumluluk limitinin belirtilmemiş olması nedeniyle davacı kefilin sorumlu kabul edilemeyeceği doğrudur. Ancak BK.nun 62 nci maddesi uyarınca, borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe, onu istirdat edemez. Somut olayda davacı kefil, kendisine 02.05.2001 tarihli ihtarname keşide edilmesi üzerine, beş taksit ile, borcun tamamını ödemiştir. Davacı aleyhine icra takibine de girişilmemiştir. Bu durum karşısında mahkemece, davacının ödemelerini ihtiyariyle yaptığı ve hataen ödeme yaptığını ispat edemediği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı banka yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.