 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2003/1719
K: 2003/8258
T: 25.09.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 06.11.2002 tarih ve 2001/135-2002/657 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve davalılar Oyakbank ve TMSF vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mutlupınar Ş... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, asıl ve birleşen davada Egebank'da hesap açtırdığını,açılan hesabın off-shore hesabı olduğunu ve Devlet ile Egebank güvencesi altında olduğunun bildirildiğini ancak bankaya el konulduktan sonra paranın garanti altında olmadığı gerekçesiyle ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere asıl ve birleşen davada 500.000.000 TL.nin davalılardan tahsilini, talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta fonu vekili, davaya konu hesabın tasarruf mevduatı niteliği bulunmayan off
shore hesap olması nedeniyle Fon'a açılan davanın husumetyönünden reddini savunmuştur.
Davalı Yahya D... vekili, müvekkili ile davacı arasında hiçbir hukuki ilişki mevcut
olmadığını savunarak, davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
Davalı O... A.Ş. vekili, parasını müvekkil bankayı aracı kılarak off-shore hesabına
aktaran davacının parasını müvekkil bankadan talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı E...bank Off-Shore Ltd. Şti.ye davetiyetebliğ edilmemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar Yahya Murat D...
ve TMSF hakkındaki davaların husumet nedeniyle reddine, davalı E...bank Off-Shore Ltd. Şti. hakkında hçılan davanın dosyadan tefriki ile yeni esasakaydına karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalılar O... ve TMSF vekilleri temyiz etmişlerdir.
1-Dava, off-shore hesabında bulunan paranın tahsili temine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Bu nedenle. yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi gerekir. Nitekim, HUMK.nun 182 nci maddesi de bu ilkeye paralelolarak sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerektiğini hükme bağlamıştır. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır. Öte yandan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında, da kısa karar ile gerekçelikararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.
Somut olayda mahkemece verilen kısa kararda, birleşen dosyanın davalısı E... Bank (O... Bank) hakkındaki davanın reddine karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu hususta hiçbir şekilde karar verilmeyerek kisa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekili ile davalı TMSF ekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekili ve davalı O... Bank vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı TMSF vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde. temyiz eden davacı ve davalı O...bank'a iadesine, 25.09.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.