Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 7 Ticaret Mahkemesi'nce verilen 15.5.2003 tarih ve 2001/430-2003/290 sayılı karann Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalılardan TPE'den diğer davalıların 6.6.1996 tarihinden itibaren 7 yıl süre ile geçerli incelemesiz patent tescil belgesi aldıklarını, oysa müvekkilinin 1989 yılından beri, belge konusu PVC boru, ekleme, parçaları ve birleştirme borularının üretimini yaptığını, bu belge nedeniyle üretimini durdurmak zorunda kalarak zarar gördüğünü, belge konusu mamullerin tekniğin bilinen durumu aşmaması nedeniyle buluş kabul edilemeyeceğini ileri sürerek belge konusu patentin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine ve toplam 200.000.000 lira maddi ve manevi tazminatın TPE hariç diğer davalılardan temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı vekili ile diğer davalılar vekili, davanın husumet ve esas yönlerinden reddini istemişlerdir.

Mahkemece, dosya kapsamına göre, 551 sayılı KHK.nin düzenlemesi karşısında incelemesiz verilen patentin davacının istemi üzerine Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı tarafından, patent verilebilirlik koşullan yönünden başlatılan inceleme sonrasında alman inceleme raporu ile bu koşulları taşımadığı anlaşılırsa, hükümsüzlük davasının açılabileceği, inceleme talebinde bulunulması ve inceleme raporunun alınması yolu tüketilmeden açılan bu davanm erken açıldığı, açıklanan ön koşul yerine getirilmeden açılan bu davanm reddi gerektiği sonucuna varılarak, hükümsüzlük isteminin reddine, diğer istemlerin atiye bırakılmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

Karan, davacı vekili temyiz etmiştir

Dava konusu istemlerinden biri incelemesiz patent tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkin olup, diğer istemler atiye bırakılmıştır.

551 sayılı KHK.nun 60 ve 61 ncı madde hükümlerinde öngörülen prosedür sonunda, davalılardan TPE tarafından, 7 yıl süre ile geçerli olmak üzere, incelemesiz verilen patentin, sahibi yada 3 ncü kişiler tarafından inceleme talebinde bulunulması üzerine, 62 nci madde hükmünde düzenlenen incelemeli patent verilmesi prosedürü başlatılır ve inceleme sonunda koşulları oluşmuşsa incelemeli patent verilir, aksi halde incelemeli patent verilmez.

Çekişme, zarar gördüğünü iddia eden davacının, davalılardan incelemesiz patent tescil sahibi Ege Plastik A.Ş. aleyhine, KHK.nin 60 ncı maddesi hükmünde dayanağını bulan inceleme talebinde bulunmadan ve o prosedürü tüketmeden, doğrudan dava açarak, böyle bir tescilin hükümsüzlüğünü sağlayıp, sağlamayacağı noktasında toplanmıştır.

Aynı KHK.nin "Hükümsüzlük Halleri" başlıklı 129 ncu maddesinin a bendinde, patent konusunun, bu KHK.nin 5 nci ila 10 ncu maddelerinde belirtilen, patent verilebilirlik şartlarına sahip olmadığı ispat edilmişse, patentin hükümsüz sayılmasına mahkemece karar verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm, patent sahibinin patent verilebilirlik şartlarına sahip olmadığının yargılama sırasındaki ispatma ilişkin olup, Türk Patent Enstitüsü'nün 62 nci madde hükmündeki incelemesi sonucunda, patent verilebilirlik şartlarının oluşmadığının idare nezdinde ispatı üzerine dava açılabileceği anlamına gelebilecek bir hüküm değildir. Bu itibarla, her iki bilirkişi kurulu raporunda da aksi sonuca varılması doğru olmamıştır. Öte yandan, aynı KHK.nin 130 ncu maddesi hükmünde, zarar gören kişilerin de koruma süresinin devamı içerisinde, patentin hükümsüzlüğünü dava edebilecekleri öngörülmüştür. Her iki yasa maddesinde de incelemeli-incelemesiz patent ayrımına gidilmeden ve dava açılması için herhangi bir ön koşul öngörülmeden, dava açma hakkı ilgililere tanınmıştır. İnceleme talebinde bulunmak, yasal bir olanaktan ibaret olup, bir zorunluluk değildir.

Bu durumda, mahkemece, ilke olarak, davacının doğrudan dava açabileceği gözetilerek, husumete ve esasa ilişkin davalılann savunmalarının incelenmesine geçilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yasal bir dayanağı bulunmayan yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harem isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972