Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E : 2002/6877
K : 2002/10121
T : 08.11.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
· OFF-SHORE HESAPLARI
 
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 6.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.03.2002 tarih ve 2000/997 - 2002/95 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak karar davalılardan Oyakbank A.Ş., Sümerbank A.Ş. ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekillerince ayrı ayrı istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 15.10.2002 günde davacı avukatı Y.Selim S.... ve Selin G... ve davalılardan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu avukatı Serpil Betül L... ile Oyakbank A.Ş. avukatı Gönül D... gelip, diğer davalılar avukatları tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar, davalılardan Yurtbank A.Ş. nezdindeki hesaplarının bankanın diğer davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildiği 22.12.1999 tarihinde vadelerinin dolduğunu ve kendileri adına bloke edildiğini, sözkonusu hesapların Off-Shore olduğundan söz edilerek ödenmeyeceğinin bildirildiğini, oysa hesaplann bu nitelikte olmadığını, diğer davalılara ait Kıbrıs'ta yerleşik Yurt Security Off-Shore Ltd.Şti.nin paravan bir şirket olduğunu hesaptaki paraların davalı bankaca kullanıldığını ileri sürerek, şimdilik her bir davacı için (501.000.000.-)'er TL.nın 21.12.1999'dan itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Yurtbank A.Ş.ye izafeten Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekili, idari yargının
görevli olduğunu, davacılar hesabının Off-Shore niteliğinde olmasından dolayı mevduat sigortası kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılardan Sümerbank A.Ş. vekili, müvekkilinin ikametgahı yeri olan İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu açıklayarak öncelikle yetki itirazında bulunmuş ve esasen müvekkilinin sadece Off-Shore hesabına havale işlemi yaptığını, mevduat ile ilgili sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılardan Oyakbank A.Ş. vekili, davacıların kendi özgür iradeleriyle müvekkili bankayı aracı kılarak, Off-Shore hesabı açtıklarını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur.
Diğer davalılar Ali B... ve B... Holding A.Ş. vekili, davanın/yetkili yer mahkemesinde açılmadığını, müvekkillerinin söz konusu Off-Shore şirketinin kurucusu veya paydaşı olmadıklarını savunmuştur.
Mahkemece, hesap cüzdanlarına, banka kayıtlarına ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalıların yetki, görev ve zamanaşımı savunmalarının yerinde olmadığı, davacıların Kıbrıs'taki Off-Shore bankasında daha önce hesaplarının bulunmadığı, davacılardan 09.09.1999'da (2.222.819.177-) TL ve (8.101.752.597.-) TL, 15.09.1999'da ise (10.677,65) USD tahsil edildiği, makbuzlarda işlemin havale olduğuna ve hesap açma talimatı verildiğine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı gibi, davalı Yurtbank A.Ş.ce alınması mutad havale ücretinin de alınmadığı ve damga pulunun da ilsak edilmediği, bu durumda davacılarca havale talimatı verildiğinin ispatlanamadığı, davalı banka ile Off-Shore Bankası yönetim kurulu üyelerinin bir çoğunun aynı kişiler olmasının aralarında organik bağ bulunduğunu gösterdiği, davalı banka sorumluları hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne açılan dava iddianamesi, bankalar yeminli murakıpları ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu raporları ile de bunun doğrulandığı, bütün bu belgeler ve Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde alınan sanık ifadelerinden banka müşterilerine açılan hesapların Yurtbank A.Ş.de açılan hesaplarla aynı güvenceye sahip olduğu yönünde telkinlerde bulunulduğu, bütün işlemlerin Yurtbank A.Ş. şubelerinde yürütüldüğü, davacılara verilen cüzdanlarda "Yurtbank" ibaresinin bulunduğu ve müşterilerde her iki bankanın birbirinin uzantısı olduğu kanısı oluşturulduğu, objektif iyiniyet ilkesi uyarınca, böyle bir görünüş yaratanın sonuçlarına katlanması gerektiği, davalı banka 22.12.1999'da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmiş ise de, 26.01.2000'de davalı Sümerbank A.Ş. ile birleştirilip daha sonra 07.12.2001'de Oyakbank A.Ş.ne devredildiğinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun sıfatının dava sırasında sona erdiği, davalılardan Ali B... ve B... Holding A.Ş.nin Yurtbank'tan ayrı süjeler olmalarından dolayı sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle, davanın davalılardan Yurtbank A.Ş.(Oyakbank A.Ş.) yönünden kabulü ile (501.000.000.-)'erTL.mn 22.12-. 1999 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte anılan bankadan tahsili ile her bir davacıya verilmesine, davalılardan Ali Balkaner ve Balkaner Holding A.Ş.ne yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Karan, davalılardan Oyakbank A.Ş., Sümerbank A.Ş. ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
l-Dava, davacıların davalı Yurtbank A.Ş. Ankara Şubesi nezdinde açtırdıkları mevduat hesaplarının, bu bankaca dava dışı K.K.T.C.'de mukim Yurt Securiry Off-Shore Ltd.Şti. hesabına havale edildiği, sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle ödenmediği iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacıların işleminin niteliğinin ne olduğu hususunda toplanmaktadır.
3182 sayılı önceki Bankalar Kanunu'nun 74 ve yürürlükteki 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 7/5 maddelerinde düzenlenen Off-Shore bankacılık ("kıyı bankacılığı" veya "dıştan dışa bankacılık") daha çok serbest bölgelerde faaliyet gösteren, ulusal bankacılık sisteminin dışında ve kanuni ihtiyatlar bakımından muafiyetler tanınmış, sözleşme faizi yönünden sınırlamalara tabi olmayan, diğer yasal sınırlamaların ise son derece yumuşatıldığı, vergi ve denetim kolaylıkları tanınan ve temel amacı yabancı para ve sermaye piyasalarıyla bütünleşme ve uluslararası bankacılık işlemleri hacmini genişletme amacı ile kurulan, bunun için de müşteri hizmetlerinde dinamizm ve esneklik sağlanan ve bankacılık lisansının alındığı ülkede ikamet edenlere kapalı olan bir, bankacılık türüdür. Ülkemizde de, son yıllarda ulusal bankalar aracılığı ile tasarruf sahiplerince yurt dışındaki Off-Shore bankalarına hesap açtırma işlemlerinin yaygınlık kazandığı bilinmektedir.
Borçlar Kanunu'nun l nci maddesi hüküm uyarınca, tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade açıklamalarıyla yani hukuki bir sonucu sağlama amacı etrafında birleşmeleriyle sözleşme ilişkisi kurulmuş olur. Aynı Yasa'nın 18/1 maddesi hükmü ile de, bir sözleşmenin nitelik ve koşullarını belirlemede, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları deyimler ve tanımlara bakılmayarak gerçek ve ortak amaçlarım gözetmek gerekmektedir. Yani, sözleşme ilişkisini kuran irade açıklamalarının mahiyeti ve özü konusunda belirsizlik veya duraksama doğuran yönler varsa bunları aşabilmek için sözleşme taraflarının ortak ve gerçek amaçlarının ne olduğuna bakılarak yorum yapılması gerekir. Yorum, hukuki işlemde yer alan irade açıklamalarının içeriği ve bunların hukuki sonuçlarının saptanmasıdır. Bu yapılırken, irade açıklamalarının özü ve sözleşme ilişkisi süreci boyunca tarafların davranışlarının gözetilmesi, şayet bu veriler yeterli olmazsa güven ve objektif iyiniyet ilkelerinin denetleyici-sınırlayıcı ışığı altında sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi gerekir.
Somut uyuşmazlığa gelindiğinde, davacı karı-koca 09.09.1999 ve 15.09.1999 tarihlerinde TL ve USD cinsinden tasarruflarını anılan Off-Shore şirketi hesabına havale edildiği açıklaması taşıyan (10.677 USD.ye ilişkin makbuzda bu ibare yok) makbuzlarla davalı bankanın Ankara Şubesi'ne yatırarak aynı banka adına hesap açıldığını gösterir hesap cüzdanlarını almışlardır. Daha sonra, 14.10.1999, 20.10.1999 ve 18.11.1999 tarihlerindeki hesap vade bitimlerinde ulusal bankalarca uygulanan mevduat ve döviz tevdiat faiz oranlarının çok üzerinde faizler uygulanarak, bunun sonucu oluşan artışlar hesap cüzdanlarına işlenmiş ve davacılarca da dava dışı Off-Shore bankası hesabından yapılan bu işlemlere herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Diğer deyişle, davacılar yüksek faiz getirili ve fakat Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamı ve güvencesi dışında kalan bu hesap türünü seçip, benimsemişlerdir.
Mahkemece, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce davalılardan Yurtbank. A.Ş. ve
Balkaner Holding A.Ş. yetkilileri ile Ali Balkaner hakkında düzenlenen iddianame, İstanbul 5 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2001/17 sayılı derdest dava dosyasında yer alan bir kısım sanık savunmaları, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu raporu ile Yurtbank A.Ş.nin iç yazışma ve seminer faaliyetlerinden, Yurtbank A.Ş.nin dönemsel hedef tablolarında Off-Shore hesaplarının da yer alması, Off-Shore konusunda banka personeline seminerler düzenlenmesi ve davacıların BK.nun 457 nci maddesi hükmü ve bankacılık uygulamalarına uygun havale talimatı vermemiş olmaları gibi olgulardan hareketle, işlemi yapan davalı banka ile dava dışı K.K.T.C.deki Off-Shore şirketi arasında bir kısım yöneticilerin de aynı kişiler olmasının da gösterdiği üzere organik bağ bulunduğu ve birbirlerinin uzantısı durumunda oldukları, bu işlemin de olağan mevduat hesaplan ile aynı güvencelere sahip olduğu görüntüsü yaratıldığından, yarattığı güvenin zorunlu kaldığı hukuki görünüşün sonuçlarına katlanması gerektiği kanısına varılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacıların yukarıda belirtilen tarihlerden önce davalı Yurtbank A.Ş. nezdinde hesaplarının bulunmaması, para yatırma tarihlerinden itibaren
işlemin anılan Off-Shore şirketi muhatap alınarak gerçekleştirildiğinin bilindiğinin hesap cüzdanları içerikleri nedeniyle kuşkusuz bulunduğu, davalının bu ilişkideki işlevinin Off-Shore hesabına aracılıktan ibaret olduğu savunmasının aksine, davacılardan alınan paraların davalı Yurtbank A.Ş. bünyesinde tutularak kullanıldığı şeklindeki mahkeme kabulü, banka kayıtları incelenmeden varılması mümkün olmayan bir yorum tarzı olması nedeniyle bu görüşe iştirak edilmesi bu aşamada mümkün değildir.
Yukarıdan beri açıklanan nedenlerle, davacıların öncelikle hesapların adına düzenlendiği Off-Shore bankası olan ve Kıbrıs'ta mukim Yurt Security Off-Shore Ltd.Şti.ne başvurmadan, iş bu davanın o banka adına işlem yaptığını savunan Yurtbank aleyhine açılması ve böyle bir davanın bu aşamada dinlenmesi de mümkün değildir.
2-Karar gerekçesinde, davalılardan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu hakkındaki davanın konusuz kaldığı belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında bu davalı ile ilgili olarak olumlu ve olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, kararın bu bakımdan da bozulması gerekmiştir.
3-Öte yandan, davada Yurtbank A.Ş.nin yöneticisi sıfatı ile Ali B... ve bu bankanın dahil olduğu B... Holding A.Ş. hakkında da TTK.nun 339 ve 336 ncı maddeleri hükmü uyarınca dava açılmış bulunmaktadır.
Mahkemece, yasal dayanakları açıklanmadan ve yeterli inceleme yapılıp, değerlendirilmeden sadece "farklı süreler" olduğu şeklindeki soyut bir gerekçe ile bunlar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması da isabetli bulunmamıştır. Bu konuda her ne kadar davacı tarafın temyizi yok ise de, mahkemenin kabul şekline göre, sorumlu tutulan davalı bankalar bu hususu temyiz konusu yapmışlardır. Davalı bankaların sorumlu tutulmaları halinde bunların yöneticilere aynı hukuki esaslara dayalı olarak rücu haklan bulunduğundan, bu hakları bertaraf edecek bir hüküm kurulmuş olması nedeniyle davalı bankaların da bu hususu temyiz etme yönünde hukuki yararlan bulunmaktadır.
O halde mahkemece kendi kabul şekline göre, yukarıda değinilen yasal dayanaklar çerçevesinde inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu davalılar yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın Yurtbank A.Ş. (Sümerbank A.Ş., Oyakbank A.Ş.) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yararına BOZULMASINA, 250.000.000. şer TL duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak temyiz eden davalılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini