 |
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/511
K. 2002/3319
T. 09.04.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Zonguldak Asliye 1.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 15.5.2001 tarih ve 1999/647-2001/212 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 9.4.2002 günde davalı avukatı Osman Yayla gelip, davacılar avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, dava ve birleşen davalarda, müvekkillerinin üyesi olduğu davalı kooperatifin Yalova İlçesinde yapımına başladığı 3 bloğun 17.8.1999 günü meydana gelen depremde kullanılamaz hale geldiğini, ancak kooperatifin artık konusu kalmamış senetleri tahsile uğraştığını ileri sürerek, 1999 Ağustos ila Aralık ayları için düzenlenen senetlerin bedelsiz kaldığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davadan önce yapılan 16.10.1999 tarihli genel kurulda, Ağustos 1999 tarihli bonolar dışındaki senetlerin dondurulmasına ve Eylül 1999 tarihinden itibaren aylık 30.000.000 lira dayanışma aidatı ödenmesine karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiş, daha sonra davacılardan Nihal Kaya'nın davadan feragat ettiğine dair feragatname ibraz edilmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi yükümlülükleri artıran kararların 3/4 ekseriyetle alınması ve denetlenebilir olması gerektiği, ayrıca kooperatifin savunmasının çelişkili olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif lehine üye tarafından keşide edilen senetlerin bedelsizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu senetlerin düzenlenmesine dair alınan genel kurul kararında mali yükümlülüklerin artırılması konusunda uyulması gereken nisabın bulunmadığı gerekçesine dayanılarak hüküm kurulmuştur.
Davaya konu bonolar, 20.8.1999 ila 20.12.1999 vadeli olup; ağustos ve aralık aylarındakiler 160.000.000._TL, diğerleri ise 60.000.000._TL bedellidir. Davalı kooperatifin 3.1.1999 tarihli genel kurulunda, üyelerin aidatları belirlenerek senede bağlanması kararlaştırılmış, 5.9.1999 tarihli genel kurulda, kooperatif borcunun 14.545.000.000._TL olduğu belirtilerek yönetim kurulu raporu görüşülmüş ve 160.000.000._TL bedelli 20.8.1999 Ağustos bonosunun ödenmesi kararı alınmış; 16.10.1999 tarihli genel kurulda ise, yine aynı Ağustos bonosunun ödenmesi, eylülden itibaren de aylık 30.000.000._TL aidat alınması kararlaştırılmıştır. Bu karara karşı bir muhalefet ve iptali için açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır. Alınan bu aidat miktarını belirleme kararlarının ortaklara ek ödeme yükümü getiren türden oldukları düşünülemeyeceğinden, toplantı ve karar yetersayısı yönünden batıl oldukları da söylenemez.
Kooperatifin, faaliyetine devam edip etmeyeceği ve faaliyetini amacı doğrultusunda ne şekilde sürdüreceği, ortakların oluşturduğu genel kurullarca belirlenir. Üyelerin bu konularda, kooperatif organlarının karar ve işlemlerini göz ardı ederek münferiden tavır belirleme hakları bulunmamaktadır. Davalı kooperatifin inşa ettiği taşınmazların depremde zarar görmesi, davacı üyeye genel kurulda belirlenen aidatları ödemekten kaçınma hakkı vermez. Davacı, kooperatif ortağı olduğuna göre, kooperatif organlarının kararlarının batıl olduğunu tespit veya bu kararları iptal ettirmedikçe alınan kararlara uymak zorundadır. Kaldı ki davalı kooperatif genel kurulunun dava öncesinde, davaya konu senetlerden doğan borcun bir kısmını ortadan kaldırdığı ve bu kısımlarla ilgili dava açmada hukuki yarar bulunmadığı da anlaşılmaktadır.
Mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA,250.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 9.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.