 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2002/4923
K: 2002/9359
T: 21.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ULUSLARARASI KARAYOLU TAŞIMA ANLAŞMASI
- BİLEREK KÖTÜ HAREKET
- ZAMANAŞIMI
· ÖZET: Uluslararası taşımadan kaynaklanan uyuşmazlıklarda (CMR) hükümleri uygulanır. Bilerek kötü hareket veya mahkemece bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlara dayanılarak açılan davalar, anılan anlaşma gereğince 3 yıllık zamanaşımına, bunun dışındaki nedenlerle açılan davalar ise bir yıllık zamanaşımına tabidir.
Geçerli neden olmadan emtianın alıcısına teslim edilmemesi hali, bilerek kötü hareket sayılır; ancak teslim edilmeme, gönderenin veya alıcının talimatı ile olmuşsa bu durum, bilerek kötü hareket olarak kabul edilemez.
[Karayolu ile Milletlerarası Mal Nakliyatı Muvakelesi ile İlgili Anlaşma (CMR) m. 32] (6762 s. TTK. m. 767/1-5)
Taraflar arasında görülen davada (Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 27.12.2001 tarih ve 2001/577-963 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutunakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Almanya'da bulunan bir firmaya götürülmek üzere müvek-kilince davalıya teslim edilen 2 tır dolusu kesilmiş domatesin alıcısına teslim edilmediğini, emtianın davalı tarafından Avrupa'da izinsiz olarak satıldığını ileri sürerek, şimdilik 5.000 DM.nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu emtianın 1.9.1999 tarihinde alıcısına teslim edildiğini, davanın 1 yıllık sürede açılmadığından zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu emtianın A... Piltz firmasına teslim edildiği, bu durumda zamanaşımında TTK.nün 767/1. maddesinin mi yoksa 767/5. maddesinin mi uygulanacağının tartışılması gerektiği, davacının malı en ufak bir ihtimam göstermeksizin çaldırmış olması yadtı davacıyı dolandırmak amacıyla başkalarına satmış olması halinde zamanaşımının TTK.nün 767/5. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımına tabi olacağı, davacı iddiasına göre ise emtianın hamule senedinde gösterilenden boşkasına teslim edildiği, davalı da davacının gönderdiği kişinin malı toslitn almaması üzerine onun verdiği talimat üzerine 3. kişiye teslim edildiği bedelinin de davacıya ödendiğini savunduğu, malın gönderilene değil de başkasına teslimin ağır kusur olmayıp 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve davanın 1 yıllık sürede açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davalı tarafından taşınan emtianın alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki taşımanın uluslararası taşıma olması nedeniyle uyuşmazlığa, TTK.nun taşımaya ilişkin hükümlerinin değil, Karayolu ile Milletlerarası Mal Nakliyatı Mukavelesi ile ilgili Anlaşma (CMR) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Zamanaşımının başlangıç tarihi ve zamanaşımı süresi ile ilgili hüküm ise, CMR.nin 32. maddesinde düzenlenmiştir. Bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen
kusurlara dayanılarak açılacak davalar, CMR.nin 32. maddesi uyarınca üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bunun dışındaki nedenlere dayanarak açılan davalar ise, aynı madde gereğince bir yıllık zamanaşımına tabidir.
Davacı, yurtdışına gönderilen emtianın davanın tarafından alçısına teslim edilmediğini iddia etmiştir. Davalı ise, malın gönderilen tarafından teslim alınmadığını, alıcının talimatıyla malın bir başkasına teslim edildiğini savunmuş ve davanın bir yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Geçerli neden olmadan emtianın alıcısına teslim edilmemesi hali, bilerek kötü hareket sayılıp, açılacak dava CMR.nin 32. maddesi uyarınca üç yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, emtianın alıcısına teslim edilmemesi, gönderenin veya alıcının talimatı ile olmuş ise, bu durum, bilerek kötü hareket olarak kabul edilemez. Bunun ise, tarafların sunacaklara kanıtlara göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, dava konusu emtianın gönderilene teslim edilmeme nedenin tespiti açısından taraflara kanıtlarını sunması için süre verilmesi ve kanıtlar değerlendirilerek, davalı taşıyıcının kötü niyetli davranıp davranmadığının tespiti gerekirken, bu konuda bir araştırma yapılmaksızın davalı savunması ile yetinilerek, yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.