 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2002/2581
K: 2002/5385
T: 30.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· ANONİM ŞİRKET
· ANASÖZLEŞMENİN DEĞİŞTİRİLMESİ
· KURUCU PAY SAHİPLERİNİN ONAYI
ÖZET: Genel kurul toplantısında, ana sözleşmede yapılan değişiklikle, yönetim kurulu üyelerinin seçiminde, nama yazılı kurucu pay sahiplerine tanınan hak, ortadan kaldırılmış olup bu karar, imtiyazlı pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda verecekleri diğer bir kararla onaylanmadıkça infaz edilemez. Henüz infaz kabiliyeti oluşmayan anasözleşme değişikliğince öngörülen yeni düzenleme doğrultusunda, aynı genel kurulda, kurucu paydaşlık ve asgari beş kişilik kurul olma zorunluluğuna aykırı olarak üç kişilik yeni yönetim kurulu oluşturulmasına ilişkin verilen kararların batıl olduğu dikkate alınmalıdır.
(6762 s. TTK. m. 370,381,389)
Taraflar arasında görülen davada (Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesince verilen 14.12.2001 tarih ve 2001/154-2001/1365 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkelinin %40 paydaşı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi bulundukları davalı şirket yönetim kurulu üyeliğinden 11.2.2000'de istifa ettiklerini, bunun üzerine %60'ı temsil eden ortakların geçersiz yönetim kurulu kararına dayanarak, yaptıkları çağrısız genel kurul toplantısında ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı kararlar ve özellikle aynı genel kurulda yapılıp da henüz infaz kabiliyeti kazanmayan ana sözleşme değişikliği doğrultusunda yönetim kurulu seçim kararı alındığını ileri sürerek, 15.6.2000 tarihli genel kurulun iptalini, atanacak kayyıma genel kurulu toplantıya çağrı yetkisi verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü süreden sonra açılan davanın esastan da dayanaksız olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, genel kurul toplantısı yapılmasına ilişkin karar alan yönetim kurulunun yasal nisap eksikliğinin genel kurulda itiraza uğramaması halinde salt bu nedenle genel kurulun iptalinin istenemeyeceği, sadece çağrı yöntemindeki aykırılığın genel kurulun iptalini gerektirmediği, aynı genel kurul kararı ile yönetim kurulu oluşumuna ilişkin anasözleşme değişikliğinin tescil ve ilanı işlemlerinin yerine getirilmiş bulunması ve bu doğrultuda yönetim kurulu üyesi seçiminin de TTK.nün 381. maddesine aykırılık bulunmadığı ve hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu genel kurul için TTK.nun 370. maddesinde öngörülen anlamında çağrısız genel kurul toplantısından değil, olağan prosedüre bağlı bir genel kurul toplantısından söz edilmek gerekmesine, çağrı merasimi gereklerinden bir kısmının yerine getirilmemesinin tek başına genel kurul toplantısının iptaline temel oluşturamayacak olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davaya konu 1999 yılma ilişkin 15.6.2000 tarihli genel kurul toplantısında 8. madde görüşülerek değiştirilen şirket ana sözleşmesinin 9, maddesinin önceki hali ile yönetim kurulu üyelerinin seçiminde nama yazılı kurucu pay sahiplerine tanınan hak ortadan kaldırılmış bulunmakla TTK.nun 389. maddesi uyarınca gene! kurulun bu kararı imtiyazlı pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda verecekleri diğer bir kararla onaylanmadıkça infaz edilebilirlik kazanamayacağı gözetilmeden, henüz infaz kabiliyeti oluşmayan ana sözleşme değişikliğince öngörülen yeni düzenleme doğrultusunda aynı genel kurulda 5 nolu gündem maddesi görüşülerek kurucu paydaşlık ve asgari beş kişilik kurul olma zorunluluğuna aykırı olarak üç kişilik yeni yönetim kurulu oluşturulmasına ilişkin verilen kararların batıl olduğu dikkate alınmaksızın, 5 ve 8 nolu genel kurul kararlarına da geçerlilik tanınması doğru görülmemiş, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına (BOZULMASINA), 250.000,000.-lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.