 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2002/10776
K: 2003/1810
T: 03.03.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2918 s. KTK/3, 57
Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 08.07.2002 tarih ve 2002/397 - 2002/838 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları aracın, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca çarpması sonucu oluşan 996.003.000.-TL hasar bedelinin müvekkilince sigortalısına ödendiğini ileri sürerek, 747.002.000.- TL hasar bedelinin temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, kaskolu aracın tam kusurlu bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK.nun 1301 nci maddesine dayalı kasko sigorta rücu davasıdır. Uyuşmazlık, kusur noktasında toplanmaktadır.
Trafik kaza tespit tutanağında, davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı oldukları aracın, kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı belirtilerek, kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya üzerinden inceleme yapan bilirkişi, hükme esas alınan raporunda, kaskolu aracın tali yoldan geldiğini, bu araca göre sağdaki ana yolda seyredip, üçlü kavşağa girmekte olan diğer araca öncelik vermesi gerekirken, doğrudan ana yola çıkarak çarpışmaya neden olduğunu belirterek, kaskolu aracın tam kusurlu olduğu sonucuna varmıştır. Davacı vekili, rapora itirazında,kaskolu aracın, ana yoldan geldiğini ve kavşağa diğer araçtan önce girip, bitirmek üzere iken, çarpılmaya maruz kaldığını ileri sürmüştür. Mahkemece, yeni bir bilirkişi incelemesine gerek görülmediği gerekçede belirtilmekle yetiniimiş, kusur noktasında somut bir tartışma ve açıklamaya yer verilmemiştir.
Oysa, 2918 sayılı KTK.nun 57 nci, Yönetmeliğin 109 ncu maddesinde, kavşaklarda geçiş hakkı ve önceliğine ilişkin çeşitli olgu ve olasılıklara göre kurallar getirilerek, düzenleme yapılmıştır. Bu kuralların, somut olay bakımından yeterince incel en ip irdelenmesi gerekmektedir. Aynı Yasa'nın 3 ncü maddesinde, "Anayol" ve "Tali Yol" kavramlarının tanımları da yapılmıştır.
Bu durumda, yapılan bu açıklamalar ışığında, mahkemece, olay yerinde keşif yapılarak, başka bir uzman bilirkişi ya da kurulundan, rapora sonuca etkili ve esaslı noktalarda yapılan itirazı da dikkate alan ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, trafik tesbit tutanağında olay yerine ilişkin olarak belirtilen aynı maddi olguların değerlendirmesini yaparken, maddi ve hukuki dayanaklarını göstermeden aksi sonuca varan bilirkişinin yetersiz raporuna itibar edilerek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2003 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.