 |
T.C
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2002/10556
K: 2003/2735
T: 24.03.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 18.04.2002 tarih ve 2001/163-2002/181 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. B. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı kooperatifin 08.10.1995 günlü olağan genel kurulunda alınan karar gereği, (6) b l okun giriş katındaki sol dairenin konuta dönüştürülmesine, 350.000.000-liradan az olmamak kaydıyla satışına ve hak sahibinin üye kaydına karar verildiğini, müvekkilinin 350.000.000-lira ödeyerek daireyi satın aldığını} ancak davalının çekilen ihtara rağmen edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, (6) blokun giriş sol dairesinin müvekkiline aidiyetinin ve kooperatif üyeliğinin tespitine, olmaz ise dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin davalıdan reeskont faizi ile tahsiline, olmaz ise 28.141-DM'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, gayrimenkul satımına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle yok hükmünde olduğunu, ancak ödediği miktarı geri alabileceğini, davacıya satıldığı iddia olunan yerin bağımsız mülkiyete konu olmasının imkansız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından kooperatif genel kurulunda dava konusu yerin konuta dönüştürülmesi, yeni üye kaydı ve 350.000.000-liraya satılması konusunda karar alındığı, buna dayanılarak 21.11.1995 tarihli protokol düzenlendiği, davacının üye kabul edildiği, davacının edimini yerine getirmesine rağmen davalının edimini yerine getiremediği, konutun rayiç değerinin istenilmesine engel halin bulunmadığı, üye kaydı için resmi şekil gerekmediği gerekçesiyle davacının davalı kooperatife üye olduğunun tespitine, tapuda tescil isteminin reddine, 16.646.000-liranm 02.03.2001 dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı,davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava tarihinin 02.03.2001 olmasına ve mahkemece hükmedilen reeskont faizinin 4489 S.K. ile değişik 3095 S.K.nun 1/1 maddesi anlamında faiz olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ve dairenin rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına rağmen davacıya davalı kooperatif bünyesinde verilecek dairenin bulunmaması nedeniyle hüküm altına alınacak tazminatın Dairemizin emsal niteliğindeki kararı uyarınca tespit edilmesi gerekirken, mahkemece rayiç değere karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece yapılacak iş;
a)Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
b)Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
c)Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
d)Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
e)Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte buluna davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece (talepte değerlendirilerek) bu miktara hükmedilecektir.
Yukarıdaki ilkeleri dikkate almayan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda l numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.