 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/9539
K: 2002/1757
T: 4.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GENEL KURUL KARARININ İPTALİ ( Azınlık Pay Sahiplerinin Haklarını İhlali Niteliğinde Sermaye Artırımı Yapılması Nedeniyle )
- YÖNETİM VE DENETİM ORGANLARININ İBRASI (Bilanço Görüşmelerinin Ertelenmiş Olması Nedeniyle Yönetim ve Denetim Organlarının İbrasının Yapılmaması )
- HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Yürürlükten Kaldırılmış Olduğu Gözetilmeden Davanın Bir Aylık Hak Düşürücü Süre İçerisinde Açılmadığından Reddinin Yanlışlığı )
- SİCİLDE TESCİL VE İLAN ( Sermaye Artırımına İlişkin Kararları Bakımından Sicilde Henüz Tescil ve İlân da Edilmemiş Olması )
- İŞLEM YAPMA YETKİSİ VERİLMESİ ( Bilançonun Tasdiki Görüşmesinin Ertelenmesi-Yöneticilerine İşlem Yapma Yetkisi Verilmesi Yolunda Karar Alınması )
6762/m.334,335,392,299,381
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 4.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 23.2.2001 tarih ve 1999/696 - 2001/139 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, 24.5.1999 tarihinde yapılan genel kurulda azınlık pay sahiplerinin haklarını ihlal eder nitelikte sermaye artırımı yapıldığını, bilanço onayının ertelenmesi nedeniyle ibra ve T.T.K.nun 334 ve 335 nci maddelere dayanan isteklerin görüşülemeyeceğini ileri sürerek, genel kurulun 3, 5, 6, 11 ve 12 nolu kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sermaye artırımına ilişkin kararın iptalinin bir aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğini, sermaye artırımının ve diğer kararların usule ve kanuna aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki bilgilere göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, genel kurulda bilançonun görüşülmesinin ertelenmiş olması nedeniyle yönetim ve denetim organlarının ibrasının yapılmaması gerektiği, sermaye artırımına ilişkin karara karşı bir aylık hak düşürücü sürede dava açılmamış olduğu, T.T.K.nun 334 ve 335 nci maddelerine göre verilen iznin bilançonun görüşülmesi ile bağlantısının bulunmadığı gerekçesiyle, genel kurulun 3, 5 ve 6 ncı maddelerinde alınan kararların iptaline, 11 ve 12 nci maddelere yönelik iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve bilançonun tasdiki görüşmesinin ertelenmesinin, şirket yöneticilerine T.T.K.nun 334 ve 335 nci maddelerine göre işlem yapma yetkisi verilmesi yolunda genel kurul kararı alınması ile doğrudan illiyet bağının bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davalı Anonim Şirketin 24.5.1999 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Davalı A.Ş.nin 24.5.1999 tarihinde yapılan genel kurulunun 11 nci maddesinde alınan karar ile şirket sermayesinin 11.000.000.000.-TL.dan 33.000.000.000.-TL.sına çıkarılmasına karar verilmiş Mahkemece, dayanağı gösterilmeksizin bu iptal nedenine ilişkin davanın bir ay içinde açılmamış olduğu gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir. T.T.K.nun 392 nci maddesi ile sermaye artırımlarında kuruluş hükümlerine atıfta bulunulmuş ise de, bir aylık hak düşürücü sürenin dayanağı olan T.T.K.nun 299 ncu maddesi 559 sayılı K.H.K.nin 13 ncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğunun gözetilmeksizin davanın bir aylık hak düşünücü süre içerisinde açılmadığından bahisle reddine, karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kaldı ki, dava, sadece genel kurulun sermaye artırımına ilişkin kararları bakımından sicilde henüz tescil ve ilân da edilmemiş bulunmasına göre, anılan maddenin son fıkrasının da uygulanması da mümkün olmayıp, dava açma süresi T.T.K.nun 381 nci maddesi hükümlerine tabi bulunmaktadır.
O halde, yukardaki açıklamalara uymayan mahkeme kararının bu yönden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 4.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.