 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/9311
K: 2002/2860
T: 29.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* GEMİ ALACAĞI HAKKI
* ADİ TAKİP
* ZAMANAŞIMI
Karar özeti: Davacı, gemi alacağı hakkının bahşettiği rehin ve benzen hakları bir tarafa bırakarak adi takip suretiyle alacağını tahsil yolunu seçtiğine göre, alım - satım sözleşmesi olan davalı ile arasındaki temel ilişkinin tabi olduğu kendi öz zamanaşımı sürelerinin gözönünde bulundurulması suretiyle zamanaşımı derinin değerlendirilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan TTK.nun 1259 ve 1260. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı yönünden reddolunması usul ve yasaya aykırıdır.
(6762 s. TTK. m. 1259,1260,1235,1236)
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye 9. Ticaret Mahkemesi)nce vekilen 11.12.2000 tarih ve 1999/1212-2000/1264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketten gemiye kumanya teminine ilişkin faturalı alacaklarının tahsili için icra takibinde bulunduklarını, davalının itiraz ederek takibi durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, mürekkep faiz yürütülemeyeceği, dolara uygulanan yıllık faiz oranının fazla talep edildiği gerekçeleriyle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, fatura tarihi itibariyle TTK.nün 1259. maddesinde belirtilen bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından 900.000.000 lira alacak nedeniyle açılan itirazın iptali davasında, davalı M/N R.... Gemisi donatanına izafeten acentesi K... Gemi Acenteliği vekilince, alacağın gemiye kumanya temininden doğduğu nedeniyle TTK.nün 1235. maddesi kapsamı dahilinde olan, gemi alacağı hakkı verdiğini bu nedenle de 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğu definde bulunmuş mahkemece de, zamanaşımı defi yerinde görülerek dava reddolunmuştur.
Davalının içki, sigara alımından kaynaklanan alacağın,kumanya temin cümlesinden nitelenmesine karşı çıkılmamış ve bu husus temyiz konusu edilmemiş olması karşısında alacağın TTK.nün 1235/6. maddesi kapsamında gemi alacağı olduğu yolunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Gemi alacağı niteliğinde olan bu alacaklar TTK.nun 1236. maddesi uyarınca deniz serveti üzerinde rehin ile temin edilmiş alacaklardır. Rehin hakkı alacaklıya takipte bulunarak alacağın merhundan cebren almak hakkını vermektedir. Rehin konusu geminin maliki böyle bir cebri icraya mani olamadığı gibi (ile - mesuliyeti) sebebiyle ona katlanmakta yükümlüdür; alacaklı ondan cebri icraya katlanmasını talep hakkına sahiptir. Ayni bir hak olan rehin hakkının bahşettiği bir talep hakkı ayni bir talep hakkıdır. İşte zamanaşımına uğrayacak olan,gemi ve yük alacaklısı hakkı sahiplerinin işbu ayni talep haklarıdır.
T. Ticaret Kanunu'nun 1260. maddesindeki zamanaşımı konusu ise gemi alacaklısı hakkı ile temin edilmiş bulunan alacak hakkının verdiği ifayı talep hakkı ve rehinsiz (ile mesuliyete) müsteniden yapılacak takibe katlanılmasını talep hakkıdır. T. Ticaret Kanunu'nun 1260. maddesi ile şahsi talep hakları için TTK. 1259'daki zamanaşımı ile aynı uzunlukta yeni ve müstakil bir zamanaşımı süresi öngörülmüş olmayıp, onlara, rehin hakkını bahsettiği ayni talep hakkının TTK. 1259. maddesi gereğince gerçekleşecek zamanaşımına takiben, buna katılmak (iltihak) suretiyle müruruzamana uğratmaktadır ki buna doktrinde "iltihakı' zamanaşımı" adı verilmektedir. (Bkz. Prof. Dr. Tahir Çağa, Deniz Ticaret Hukuku III. 2. baskı sayfa 80)
TTK.nun 1260. maddesinde düzenlenen alacağın verdiği şahsi talep hakkını, iltihaki zamanaşımı yanında kendi öz zamanaşımının da cereyan edeceğini yine Prof. Dr. Tahir Çağa adı geçen eserde şöyle açıklamaktadır: "Gerçekten alacağın tabi olduğu mesuliyet nevi ne olursa olsun müstakil (yani TTK. 1260 dışında) bir zamanaşımı süresi de vardır ve olmakta lazımdır. Bu lüzum özellikle gemi alacaklısı (rehin) hakkından - alacakları değil -feragat edildiği veya iş bu rehin hakkı başka bir suretle ortadan kalktığı takdirde bariz bir hal olmaktadır. Zira, bu gibi hallerde ayni talep hakkı ve bunun TK'nun 1259. uyarınca zamanaşımı ve binnetice ona tebaen alacağın iltihak suretiyle müruru zamanı bahis mevzu olmayacaktır. Böyle bir durumda dahi alacağın bir zamanaşımına tabi olması zaruridir, işte bu onun öz ve TK.nun 1260 dışında olan bağımsız müruruzamandır." Prof. Dr. Çağa devamla; baskın görüşün bu öz ve bağımsız zamanaşımı sürelerinin mahiyetine göre genel hükümlere tabi olacağının kabul edilmekte olduğunu, bunların haksız fiil zamanaşımı, akdi alacaklarda özel ve genel akdi zamanaşımı, kamu alacakları hakkında kamu hukuku kanunlarında öngörülen zamanaşımı olduğunu vurgulamıştır.
Davacı, gemi alacağı hakkını bahşettiği rehin ve benzeri hakları bir tarafa bırakarak, adi takip suretiyle alacağını tahsil yolunu seçtiğine göre, alım satım sözleşmesi olan davalı ile arasındaki temel ilişkinin tabi olduğu öz zamanaşımının sürelerini gözönünde bulundurulması suretiyle zamanaşımı definin değerlendirilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan TTK'nun 1259 ve 1260. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı yönünden reddolunması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.