 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/8778
K: 2002/1086
T: 11.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SERMAYE ARTIRIMINDAN SONRA KOOPERATİFİN TASFİYESİ
- SERMAYE PAYI ALACAĞI
Karar özeti: Davacı kooperatifin genel kurulunca alınan kesinleşmiş ve tescil edilmiş esas sermayenin arttırılması yolundaki kararının icrası için, ortakların taahhütlerini yerine getirmeleri amacıyla 1163 sayılı Kanunun 98. maddesi yollamasıyla, anonim şirketlerdeki esas sermayenin artırılması ve sermaye koyma borcunu düzenleyen hükümlerin uygulanması gerekir ise de, davacı kooperatif, ekonomik sıkıntıya düşmesi nedeniyle, genel kurulca, oybirliği ile tasfiye karan aldığından ve borçlarının ödenmesi gerektiğinden artık burada, TTK.nun 405, 407 ve 408. maddelerinin uygulanmasının kooperatifin içinde bulunduğu tasfiyenin amacı ile bağdaşmayacağından, mahkemece davacı kooperatifin, sermaye payına ilişkin alacağının, tümünün kabulüne karar verilmesi gerekir.
(1163 s. Koop. K. m. 98)
(6762 s. TTK. m. 405, 407, 408)
Taraflar arasında görülen davada (Gönen Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 26.6.2001 tarih ve 2001/141-2001/495 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının ortaklık payından, tasfiye ve market alış - verişinden doğan borçlarını ödemediğini, alacağın tahsili amaca ile yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, asgari %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sermaye payı ve sermaye payına orantılı olarak talep edilen tasfiyeden doğan ek yükümlülüğün hukuksal dayanağı bulunmadığını, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ortakların sorumluluğu ve ek ödemeler yükümlülüğü ile ilgili olarak ancak ana sözleşmenin tadili ile mümkün olduğu, yönetim kurulunun vereceği bir kararla kooperatif ortaklarının ek yükümlülük altına sokulmayacağı yönetim kurulunun üyeleri 35.000.000-lira ek yükümlülük getirilmesine dair kararın hukuken değer taşımadığı; her ne kadar market alış - verişinden bahsedilmiş ise de buna dair kanıt da sunulmadığı; üyelerin ana sözleşmesinin 9. maddesi gereğince kalan sermaye bedelinin 1/4 ünü ödeme borçlarını tescil tarihinden itibaren doğduğu, geri kalan bölüm hakkında yönetim kurulunca verilmiş bir karar bulunmadığında bu bölümü ödeme yükümlülükleri olmadığı gerekçesiyle icra dosyasına davalı itirazının 13.555.625-liralık kısmı bakımından iptaline, bu miktarın %40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin 24.9.2001 tarihli cevabi temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda davalı vekilinin süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin temyiz isteminin HUMK.nun 432/4. maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı kooperatif 21.6.1999 tarihli genel kurulda, ana sözleşmenin 7 ve 8. maddelerini değiştirerek, ortaklık paylarının 2.500.000 liradan 50.000.000 liraya çıkartılmış ve tüm ortaklara; bu arada davalı ortağa ödemesi için ihtarnameler yollanmıştır.
Davacı kooperatifin, genel kurulunca alınan, sözleşmenin değiştirilmesi suretiyle ortaklık payının artırılması yolundaki karar kesinleşmiş ve sicile tescil edilmiştir. Esas sermayenin artırılması yolundaki kararının icrası cümlesinden olmak üzere ortakların taahhütlerinin yerinde getirilmesi, 1163 sayılı Kanunun 98. maddesi yollaması ile anonim şirketlerdeki esas sermayenin artırılması ve sermaye koyma borcunu düzenleyen hükümlerin uygulanmasını gerektirir ise de davalı kooperatif ekonomik sıkıntıya düşmesi nedeniyle genel kurulca oybirliği ile tasfiye kararı almış olduğundan ve borçlarının ödenmesi gerektiğinden, artık burada TTK.nun 405, 407 ve 408. maddelerinin uygulanmasının kooperatifin içerisinde bulunduğu tasfiyenin amacı ile bağdaşmayacağından, mahkemece bu hususlar gözönünde bulundurularak, davanın sermaye payına ilişkin alacağın tümünün kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle bu husustaki istemin kısmen kabulü, yerinde görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, alınmadığı anlaşılan 4.960.000-lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, 11.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.