 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/8310
K: 2002/757
T: 4.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Karaman Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 19.4.2001 tarih ve 1998/408-2001/169 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirket ortağı olup, bir kısım ortaklarca 17.10.1998 tarihinde ortaklar kurulu toplantısı yapılması kararı alındığını, müvekkillerine usulünce çağrı yapılmamasına rağmen tesadüfen haberdar olan müvekkillerinin katılımı ile toplantının yapıldığı, gerçekte şirket ana sözleşmesinde öngörülen sürenin dolmasıyla şirketin münfesih hale geldiğini, münfesih hale gelen şirket veya organları tarafından alınan kararlar yok hükmünde olduğu gibi, kararların toplantı ve karar nisaplarına uyulmadan alındığını ileri sürerek 17.10.1998 tarihli şirketler ortaklar kurulu kararlarının hükümsüzlüğünün tesbitine, buna ilişkin talebin kabul görmemesi halinde gündemin 2. ve 3. maddeleri olarak görüşülüp karara bağlanan 1997 yılı bilanço ve mali tablolarının kabulü ile anasözleşmenin 17.19 ve 30. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kararların iptaline, birleşen dava dilekçesinde ise, 1997 yılında alınan 26.6.1997 tarihli şirket müdürünün sayı olarak eksiltilmesine ilişkin ana sözleşme değişikliği ile sermaye artırımına ilişkin kararlarda toplantı ve karar nisaplarına uyulmadığını ileri sürerek anılan ortaklar kurulu kararlarının hükümsüzlüğünün tesbiti ile davalı şirketin münfesih olduğunun tesbiti ile fesih ve tasfiyesine, şirket organlarının zaafa uğraması nedeniyle şirkete kayyım tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ( K.Davacı ) vekili, cevabında, şirket süresinin ana sözleşmede 1985 yılında yapılan değişiklikle ( 25 ) yıl uzatıldığı dolayısıyla şirketin süresinin sona erdiği iddiasının doğru olmadığı, sermaye artırımının 559 sayılı K.H.K. doğrultusunda zorunlu olarak gerçekleştirildiğini, davacı iddialarının doğru olmadığını belirterek, asıl ve birleşen davaların reddini istemiş, karşılık davasında ise, davacıların kötü niyetli olup, şirket işlerini engelledikleri, şirketin münfesih hale gelmesi için çaba gösterdiklerini ileri sürerek TTK.nun 551. maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporlarına nazaran, 15.5.1985 tarih ve 67 nolu kararla ortaklık süresinin 25 yıl uzatıldığı, dolayısıyla şirketin münfesih hale gelmediği, 26.6.1997 tarih ve 1 nolu kararla, 800 hissede 505 hissenin katılımıyla şirket sermayesinin 500.000.000 TL..ye çıkartıldığı, değişikliğin 559 sayılı K.H.K. gereğince zorunlu olarak yapıldığı ve anılan KHK. Gereğince sermayenin yarısından fazlasını temsil eden ortakların karar vermesinin yeterli olduğu, 17.10.1998 tarihli ortaklar kurulu toplantısında davacılar dışındaki diğer hisselerin 20 hissede 14 hisse olduğu, gündemin 2. maddesindeki kararda karar yeter sayısının bulunduğu, ancak ana sözleşmenin 17. maddesine göre sermayenin 3/4 payını temsil eden 15 hisse karşılığı olan oy ile ana sözleşmenin değiştirilebileceği, 14 oyla yapılan ana sözleşme değişikliklerinin geçerli olmadığı gerekçesiyle, 17.10.1998 tarihli ortaklar kurulunun gündemin 3. maddesinde görüşülen ana sözleşme tadillerine ilişkin kararların iptalinin gerekeceği, 26.6.1997 tarihli şirket müdürlüğüne F. Gümüş'ün seçilmesine ilişkin kararda 20 hisseden 14 hissenin temsil edilip, TTK.nun 513. maddesi uyarınca sermayenin 2/3'sinin temsil edilip, oy vermesi nedeniyle alınan kararın geçerli olduğu, davada ileri sürülen diğer hususların ispatlanamadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile 1998 yılında yapılan 17.10.1998 tarihli ortaklar kurulu kararının 3. nolu gündem maddesinde görüşülen ana sözleşme değişikliğine dair kararın iptaline, diğer davacı ve karşı davacı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar ( K.Davalılar ) vekilinin tüm, davalı ( K.Davacı ) vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, davalı ( K.Davacı ) vekili davaya cevabında, iptali talep edilen 17.10.1998 tarihli Ortaklar Kurulu Kararlarının, TTK.nun 514. maddesi uyarınca Bakanlık onayına sunulmadığı, aynı Yasa'nın 515. maddesi uyarınca tescil edilmediğini, dolayısıyla ortada iptali gerektiren bir karar bulunmadığını, bilahare 16.11.1998 tarih ve 5 nolu kararla iptaline karar verilmesi istenilen ana sözleşme değişikliklerinin yapılıp, Bakanlık onayı alınıp, bu kararın ilan ve tescil edildiğini savunduğuna göre, iptali talep edilen 17.10.1998 tarihli Ortaklar Kurulu kararının yukarıda belirtilen yasa maddeleri hükümleri karşısında, hukuken var olup, olmadıkları araştırılıp, karar yerinde tartışılmadan noksan incelemeyle ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı ( K.Davacı ) yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ( K.Davalılar ) vekilinin tüm, davalı ( K.Davacı ) vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ( K.Davacı ) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ( K.Davacı ) yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.240.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davacı karşı davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 4.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.