 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E : 2001/8226
K : 2002/170
T : 15.1.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* YOLCU TAŞIMA
* HATIR TAŞIMACILIĞI
* MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
ÖZET: l- Taşıma sırasında yaralanan yolcunun, maddi ve manevi zararının tazmini istemine ilişkin davada, Adli Top raporuyla davacı yolcunun maluliyeti söz konusu olmadığı belirlendiğine göre maluliyete dayalı bir zarar talep edilemeyecektir. Ancak davacı yolcunun çalışmadığı dönem nazara alınmak suretiyle uğradığı maddi zarar, uzman bilirkişiye tesbit ettirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
2- Hatır taşımaları, ticari bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, mutlaka zorunlu değilse de, bunun dahi mideni karar gerekçesinde tartışılmalıdır.
(6762 s. TTK. m. 806)
(818 s. BK. m. 43)
Taraflar arasında görülen davada (Karşıyaka Asliye 1. Hukuk Mahkemesi)nce verilen 24.4.2001 tarih ve 1999/937-2001/309 sayılı 'kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili ile davalı Emrah ve davalı A...'A.Ş. vekili tarafından istemiş olmakla, temyiz dilekçesinin de verildiği anlaşıldıktan sonra tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, davalıların sahibi, sürücüsü ve sigortacısı oldukları araçta yolcu olarak seyahat ederken meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, maddi ve manevi zararlarının doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçesindeki limitle sınırlı olarak, şimdilik 7.315.317.366. TL sının faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Emrah vekili, öğrenci olan davacının kendi isteğiyle araca bindiğini, tedavi giderlerinin Emekli Sandığı tarafından karşılandığını vs manevi zararı da kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu savunmuştur. Diğer davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucuna göre, davacının iş ve güç kaybına uğramadığı, tedavi giderlerinin Emekli Sandığı ve davalı tarafından karşılandığı gerekçesiyle, davacının maddi tazminat isteminin ve davalı sigorta şirketi hakkındaki manevi tazminat isteminin reddine, 3.750.000.000. TL manevi tazminatın faiziyle davalı Emrah'tan ve davalı A... AŞ.'den tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı Emrah vekili ve davalı A... AŞ. vekili "temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delilerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraflar aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, taşıma sırasında yaralanan yolcunun maddi ve manevi zararının tazmini istemine ilişkindir. Davacının olaydan dolayı maluliyetinin doğmadığı Adli Tıp raporuyla belirlenmiştir. Bu durumda maluliyete dayalı bir zarar talep edilemeyecektir. Ancak, aynı raporda davacının 9 ay mesleğini icra edemeyecek ölçüde yaralandığı da bildirildiğinden, davacının eğer çalıştığı bir işi varsa 9 ay süre ile bu işini yapamayacağı ve bundan dolayı maddi kayba uğrayacağı açıktır. Davacı olay sırasında Muğla Meslek Yüksek Okulunda öğrenci olup, henüz düzenli bir işi bulunmamakta ise de, yaz aylarında turistik tesislerde çalıştığı davalı tarafça da kabul edilmektedir. Bu durumda davacının yararlandığı 22.5.1999 tarihini takip eden yaz sezonunda çalışamayacağı ortada olduğu gibi duruşmada dinlenen tanıklarda bu hususu doğrular şekilde beyanlarda bulunmuşlardır.
Hal böyle olunca, Mahkemece, davacının çalışmadığı dönem nazara alınmak suretiyle uğradığı maddi zararın maddi uzman bilirkişiye tespit ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davalı vekilinin temyizine gelince, davalı vekili davacının kendi isteği ile araca bindiğini belirtmek suretiyle hatır için taşındığı savunmasında bulunmuştur. Bu konuda davacı tarafında farklı bir açıklaması yoktur. Hazır taşımaları ticari bir menfaat karşılığı olmadığından bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirme yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim, tazminattan mutlaka indirme yapma zorunda değilse de, bunun dahi nedenini karar gerekçesinde tartışması gerekir. Bu itibarla, mahkemece bu savunma üzerinde durularak, olayın özel şartları göz önüne alınmadan ve tartışılmadan olay sanki bir ücret karşılığı taşıma imiş gibi karar tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Mahkemece yazılı olduğu şekilde karar tesisi doğru görülmemiş ve kararın açıklanan nedenle temyiz eden davalı yararına
bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), 250.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15.1.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.