 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/7114
K: 2001/9791
T:11.12.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖZEL HUKUK HÜKÜMLERİNE GÖRE İDARE EDİLEN KAMU KURULUŞU
- HAKSIZ FİİL
- GÖREVLİ YARGI YERİ
Karar özeti: 2560 sayılı Kanun'a tabi İSKİ'nin gördüğü hizmet, kamu hizmeti ise de, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK.nun 18/1. maddesi anlamında tacir sayılır ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevi, adli yargının görevine girer.
(6762 s. TTK. m. 3,12/11,18)
(Y.HGK. Kararı- 21.9.1983 tarih ve 1980/11,2721 E., 1983/823 K.s.)
(Y.HGK. Kararı- 29.11.1995 tarih ve 1995/11-647-1995/1043 s.)
(Y.HGK. Kararı- 16.10.1996 tarih ve 1996/13-346-1996/699 s.)
Taraflar arasında görülen davada (Fatih Asliye 4. Hukuk Mahkemesi)nce verilen 3.4.2001 tarih ve 2001/69-2001/208 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete işyeri poliçesi ile sigortalı işyerinin, davalı kurum tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında atık su borularından suyun geri tepmesi ile hasara uğradığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, hasar bedelinin tahsili için girişilen icra takibinin davalının itirazı ile durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ilen %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu uyuşmazlığın hizmet kusurundan kaynaklanması nedeniyle davaya idari yargıda bakılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davalı İSKİ kuruluşuna ilişkin 2560 sayılı Yasa hükümlerine göre, kamu kurumu olduğu, idarenin eylemlerinden ileri gelen zararlardan kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda görülmesinin zorunlu bulunduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı işletmeye ait ana su borusunun patlaması sonucu davacıya ait işyerini su basması sonucu zarar gördüğü maddi olgusuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
TTK.nun 18. madesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı Yasanın 12/II. maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır.
Davalı İSKİ'nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanun'da, bu kurumun Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği açıklandığına göre, bu kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 2560 sayılı Kanuna tabi olan ISKl'nin "gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK.nun 18/1. maddesi anlamında tacir sayılacağını ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK.nun 3. maddesi) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiğini YHGK.nun 21.9.1983 gün ve Esas 1980/11-2721 Karar, 1983/823 ve YHGK.nun 29.11.1995 gün Esas 1995/11-647 Karar 1995-1043 sayılı kararlarında benimsenmiştir.
Ayrıca, İSKİ'nin abonelerinden kullanma suyu ve atık sular için talep ettiği bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu benimsenmişken, (Yargıtay HGK 16.10.1996 gün Esas 1996/13-346, Karar 1996/699) sayılı kararı aynı kurumun şahıslara karşı haksız eyleminden dolayı idari yargının görevli olduğunu söylemek, 2560 sayılı Yasanın uygulanmasında çelişki yaratacağından benimsenmesi de mümkün değildir.
Bu durumda tacir olan İSKİ ile davacı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gözönünde bulundurularak, işin esasına girilmesi, taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.