 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E : 2001/5928
K : 2001/7618
T : 11.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GÜVENLİ GELECEK SİGORTASI
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 22.03.2001 tarih ve 2000/819 - 2001/276 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 09.10.2001 günde davalı avukatı Safiye A... (Pehlivan) gelip davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket elemanının getirdiği "güvenli gelecek sigortası" ön bilgi formunu imzalayarak bu kişiye (1.200.000.000) TL. verdiğini, herhangi bir nedenle sigorta sözleşmesi yapılamazsa bu paranın bir ay içinde iadesinin kararlaştırıldığını, sigorta sözleşmesi yapılmadığından iadesi gereken paranın da iade edilmemesi üzerine girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri s ürer ek, itirazın iptalini ve % 40 dava inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinin HUMK.nu 179/1. maddesinde öngörülen davalı adresi unvanını içermediğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacıya ön bilgi formu imzalatan Mustafa M... adlı kişinin müvekkilinin Ankara acentesine başvurarak prim karşılığı çalışma için varılan anlaşma uyarınca kendisine terkin edilen ön bilgi formları hakkında bir hafta içinde bilgi vermek zorunda olduğu halde bu formları boş veya dolu halde vermediği gibi 31.05.2000 tarihinden sonra .kendisiyle irtibat dahi sağlanamadığını, gönderilen ihtarnameye karşın formların teslim edilmediğini; davacının bilgi formunu fakslaması üzerine sigorta tutarının riziko kabul limitinin üzerinde olması nedeniyle müvekkiline Chech-up işlemlerin yapılmasının istenildiğini; ancak davacının bu işlemi yaptırmadığını ve kötü niyetle icra takibi başlattığını, sorumluluğun Mustafa M... adlı kişiye ait olduğunu, prim ödemeyen ve hekim raporu sunmayan davacının sigorta işlemini reddetmeyen müvekkilinden ödenmeyen primin iadesini isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, icra takip dosyasına ve sunulan kanıtlara dayanılarak davacının sözleşmeden vazgeçerek ödediğinin iadesini istemesi üzerine davalı sigortanın parayı tahsil edenin kendi elemanı olmadığını savunmasına karşın davacıdan sağlık kontrolünden geçmesini istemekle akdi ilişkiyi kabul ettiği bu nedenle feshedilen sözleşme ile tahsil edilen paranın iadesi gerektiği; ancak, takipten önce davalı temerrüde düşürülmesi gerektiğinden birikmiş faiz isteminin dayanaksız olduğu, alacak likit olduğundan inkar tazminatı talebinin de yerinde bulunduğu gerekçesiyle itiraz kısmının iptaline ve (480.000.000) TL. inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sigorta priminin istirdadı amacıyla açılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı dayanağı Güvenli Gelecek Sigortası ön bilgi formunun sigorta yetkilisi olarak Mustafa M... tarafından imzalandığı, dava konusu prim peşinatının da bu formda yer alan kayıt uyarınca adı geçene ödendiğinin ileri sürüldüğü çekişmesizdir.
Davalı şirket, davacı ile dava dış; Mustafa M...'nin işbirliği içinde olduklarını ve davacıdan para alınmadığı halde alınmış gibi göstererek, birlikte şirketi zarara sokmak istediklerini savunarak bu konuda ceza takibinde bulunduklarım belirtmişlerdir. Böyle bir ceza kovuşturması sonunda davacının mahkum olması halinde davacının talebinde haksızlığı ortaya çıkabilecektir.
Mahkemece, sözü edilen ceza kovuşturma dosyasının getirtilerek incelenmesi, gerektiğinde
sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak duruma göre işlem yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve davalı savunması değerlendirme dışı bırakılarak hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 100.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde teniyiz edene iadesine, 11.10.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.