 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E : 2001/5472
K : 2001/6388
T : 18.07.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 05.04.2001 tarih ve 2001/187 - 2001/338 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi şirket ortaklarından eski yönetim kurulu üyeleri Melih S... ve Rıdvan K... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların ortağı bulunduğu davalı anonim şirketin son genel kurul toplantısının 1996 yılında yapıldığını, bir kısım yönetim kurulu üyelerinin genel kurula çağrı girişiminin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın bu kişilerin görev sürelerinin dolduğunu ileri sürmesi nedeniyle akim kaldığını ileri sürerek, 07.08.1996 tarih ve 22700 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmeliğin 9/c, g ve TTK.nun 366 ve 367 nci maddeleri uyarınca davacılara şirket genel kurulunu toplantıya çağırma izni verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde. 1996 yılından beri davalı şirketin genel kurul toplantısı yapmadığı,"bir kısım ortakların talebine istinaden şirketin son yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısının yaptığı başvurunun bakanlığın hükümet komiseri görevlendirmemesi sebebiyle işleme konulmadığı, davacıların 1/10 paya sahip olduğu ve TTK.nun 367 nci maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle ekli gündemle genel kurulu toplantıya çağırma hususunda davacılara yetki ve izin verilmesine karar verilmiştir.
Karan, şirket ortaklarından eski yönetim kurulu üyeleri Melih S... ve Rıdvan K... temyiz etmiştir.
1-TTK.nun 367 nci maddesi hükmüne ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre^ şjrkeı_
azınlığının genel kurul olağanüstü toplantıya çağırma hususunda yetki verilmesi talebinde bulunabilmesi için sırasıyla ve öncelikle yönetim kuruluna ve denetçilere başvuruda bulunması ve anılan maddenin yollamasıyla aynı yasanın 356/son maddesi uyarınca sahip oldukları pay senetlerini usulünce tevdi etmeleri gerekir. Anılan bu hususlar davanın yasal ön koşulları olup, mahkemece de resen araştırılması icap eder. Dava konusu olayda, belirtilen ön koşulların yerine getirildiği iddia ve isabet edilmediğine göre mahkemece başka hususların araştırılıp incelenmesine gerek görülmeden davanın sırf bu nedenlerle reddine karar verilmek gerekirken, anılan hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Öte yandan, TTK.nun 367 nci maddesi uyarınca dava açılması halinde, dava dilekçesi şirkete tebliğ edilerek, alınacak cevaba göre, duruşmalı inceleme zorunluluğu ortaya çıktığı taktirde, duruşma açılması ve taraf iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerinin toplanması veya cevap verilmemiş olması halinde, yahut da cevap verildiği halde araştırmayı gerektirecek bir husus yoksa, evrak üzerinde inceleme yapılarak sonucu çerçevesinde bir karar varılmak gerekirken, hususlar gözden kaçırılarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış, hükmün bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ortak sıfatıyla davalı yararına hükmü temyiz etmekte hukuki menfaati bulunan mümeyyizlerin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.07.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.