 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E : 2001/493
K : 2001/2537
T : 29.03.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 26.10.2000 tarih ve 1999/122-2000/6-16 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 27.3.2001 günde davacı avukatı Ünsal P... ile davalı avukatı Ahmet M. K... gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, genç kuşağın tanınmış şairlerinden olan müvekkiline ait "Ben Aydınlığım" isimli şiirin, davalı tarafından belediye başkanlığı adaylığı sırasında haksız ve izinsiz olarak reklam broşürlerinde kullanıldığını, böylece davacının FSEK'den doğan maddi ve manevi haklarına tecavüz edildiğini ileri sürerek, asıl ve birleşen davada 900.000.000-lira maddi ve 2.100.000.000-lira manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu şiirin Çankaya Belediyesi broşürlerinden alındığını, davacıya ait bir kitap dahi bulunmadığını, şiirin ticari amaç ile değil halkı bilinçlendirmek için kullanılmış olup, davacı isminin yazıldığını, bu şekildeki iktibas nedeniyle maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığım savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, dava konusu
"Ben Aydınlığım" isimli şiir davacıya ait şiir kitabının 27. sayfasında yayınlanmış olup, FSEK kapsamında eser niteliğinde olduğu, bu şiirin davacının ismi de belirtilerek sureti ile davalı tarafından bir siyasi partiden Gölbaşı Belediye başkan adaylığı nedeniyle başlatılan broşürlerde kullanıldığı. 5846 sayılı FSEK gereği eseri işleme, çoğaltma yayma gibi hakları eser sahibine ait olup nereden alınırsa alınsın davacıya ait eserin izinsiz olarak bu şekilde kullanımının davacının mali haklarına tecavüz oluşturduğu, bilirkişi hesaplaması ile istenebilecek tazminatın belirlendiği.
BK.nun 49. maddesi gereğince manevi tazminat şartlarının da bulunduğu gerekçesiyle FSEK 70/1 maddesi gereğince l milyar. BK.nun 49. maddesi gereğince 50.000.000-lira manevi ve
90.000.000-lira maddi tazminatın 30.11.1998 tarihinden yürütülecek reeskont oranında temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
l-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 2.3.2000 tarihli oturumda, davacı vekili tarafından 28.2.2000 tarihi itibariyle harcı yatırılmış ek dava ile ilgili ve birleştirme isteğini de içeren dava dilekçesinin mahkemece davalı vekiline elden tebliğ edilmiş ve davalı vekilinin de, birleştirme talebine karşı bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiş ve ek dava ile ilgili verilen hükmün de davalı tarafından verilen önceki vekaletnamedeki çerçevesinde temyiz etmiş olması karşısında davalı vekilinin aşağıdaki bentlerinin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, Yargıtay içtihadı Birleştirme Kurulu'nun 1980/1-1981/2 sayı ve 18.2.1981 tarihi kararında da benimsendiği gibi eser sahibinin manevi haklarına tecavüz olunması halinde ve şartları bulunduğu taktirde FSEK'nun 70/1 ve kişisel yararların bozulması halinde de BK.nun 49. maddeleri gereğince manevi tazminat istenilmesi mümkün ise de, manevi hakların ne surette ihlal edildiğinin mahkemece ayrı ayrı irdelemeleri, tartışılması ve manevi tazminat ile ilgili diğer ilke ve kriterler de gözardı edilmeden gerektiğinde davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece, hiçbir gerekçe belirtilmeden, üstelik mahkemeye ait olan manevi tazminatı belirleme ve taktir yetkisi bilirkişiye devredilecek şekilde FSEK.nun 70/1 maddesi gereğince manevi tazminata hükmedilmesi doğru olamamıştır.
3-Öte yandan, asıl ve birleşen davada faiz takibi olmadığı halde HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak ve talep açılacak şekilde davacı yararına reeskont oranında temerrüt faizine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda l nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazların reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, duruşmada vekil ile temsil olunan davalı yararına taktir olunan 100.000.000-lira vekillik ücretinin davadan alınarak, davalıya ödenmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.