 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/3646
K: 2001/6079
T: 02.07.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 13.2!2001
tarih ve 2000/71-2001/14 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve
temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %10 hissesine sahip olduğunu, zorunlu olarak
yapılması gereken sermaye artırımının 22.06.1997 genel kurulda yapılarak 30.000.000.TL.
sermayenin 30.000.000.000.TL.ya çıkarılmasına karar verildiğini, şirket yönetiminin genel
kuruldan sonra yapması gereken « tescil işlemlerinin yapılmamış olması nedeniyle sermaye
artırımına katılmadıklarını, bu şekilde sermaye paylarının belirsiz hale geldiğini ileri sürerek,
davalı şirketteki sermaye paylarının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; iddia ve dosyadaki belgelere göre, davacının gerek kuruluş ve gerekse sermaye
artırımları neticesinde payının %10 olduğu, sermayenin 30.000.000. 000.TL.ya çıkarıldığı dönemde davacının 3.000. 000.TL. değerinde pay almasının matematiksel açıdan ve Ticaret Kanunu genel hükümlerine göre mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının davalı şirket nezdinde 3.000.000. 000.TL. bedelli sermaye payına sahip olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı davalı şirket temsilcisi temyiz etmiştir.
l-Dava, davacının sermaye artırımından sonra davalı şirketteki payının tespiti istemine
ilişkindir. Mahkemece davacının davalı şirkette sermaye artırımından sonra 3.000.000.000.TL. bedelli sermaye payına sahip olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, şirket tarafından yapılan sermaye artışından sonra, oluşan yeni paylar ticaret siciline tescil edilmiş olup, bu davada verilecek karar ile sermaye arıtırımı neticesinde davacının kullanmadığı kabul edilen rüçhan hakkını kullanan pay sahiplerinin hakları zedeleneceğinden davacıya kendisine ait payların kimlere gittiğinin tespiti ve o şahıslara karşı istirdat davası açması için mehil verilmesi, açılan davaların bu dava ile birleştirilmek suretiyle işin esasına girilerek yasaya ve anasözleşmeye uygun rüçhan hakkı prosedürü işletilip işletilmediğinin tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bununla birlikte, şirket sermaye artırımından sonra 30.000.000.000.TL. sermayeye sahip
olmasına rağmen davacı lehine verilen karar ile sermayenin 33.000.000.000.TL.ya çıkması
sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacıya rüçhan hakkı bedelini mahkeme veznesine depo ettirilmeden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda l ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı temsilcisinin
temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcın isteği
halinde temyiz edene iadesine, 2.7.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.