 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/3539
K: 2001/6371
T: 10.07.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada İzmir Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 20.12.2000 tarih ve 2000/755 - 2000/1286 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, İzmir 4.İş Mahkemesi Hakimliği'ne açtığı işbu dava ile davalı banka ile müvekkili arasında yapılan protokol uyarınca müvekkili adına mükelleflerden tahsil edilen 1.615.073.214.-TL prim tutarlarının, 1479 sayılı Kanun'un Ek 6 nci maddesi hükmünde belirtilen 15 günlük süre içinde müvekkili hesabına aktarılmadığını ileri sürerek, şimdilik 311.023.276.-TL faiz alacağının, cezai şart niteliğinde olması nedeniyle faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne dair
verilen karar, Yargıtay l0. Hukuk Dairesi'nin 30.12.1999 tarih ve 9242-9665 sayılı ilamı ile davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin, TTK.nun 3 ve 21 nci maddeleri uyarınca ticari iş ve sözleşme niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın çözümünde BK.nun 105 nci madde ve 3095 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, bu durumda Bağ-Kur Kanunu'nun Ek 6 nci maddesinin Bağ-Kur yasasında yer almasının ve maddede devlet bankalarının uyguladığı en yüksek faizin istenebileceğinin belirtilmesinin sorunun çözümünde teferruat niteliğinde kaldığı, ticari sözleşmenin yorumun öncelikli ve asıl üzerinde durulması gereken bir nokta olduğu, bu yorumu en sağlıklı şekilde ticaret mahkemelerinin yapabileceği, öte yandan uyuşmazlığın iş mahkemelerinin ihtisas alanı dışında kaldığı, bu durumda sonuç olarak görevsizlik kararı
verilerek, dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği gerekçeleriyle bozulmuş, bozmaya uyularak görevsizlik kararı verilmiş ve aynı Dairece kararın onanarak kesinleşmesi üzerine dosya İzmir Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmiş, bu mahkemece de, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 1479 sayılı Kanun Ek Madde 6'da belirtilen süre içinde Bağ-Kur adına davalı bankaca
tahsil edilen sigorta primi vs. Bağ-Kur alacaklarının 15 günlük süre içinde Bağ-Kur hesabına
aktarılmadığı iddiasına dayalı olarak, faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, işin esasına girilerek, davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Davaya konu uyuşmazlığın dayanağı, Bankalar Kanunu değildir. Somut olayda davalı banka,
davacının mevduat hesaplarına para aktarma işlemlerini bankalar hukuku çerçevesinde ve bankacılık mevzuatına göre değil, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'na eklenen Ek Madde 6 uyarınca yapmak zorundadır. Aksi durumda, geç yatırılan günler için hangi faiz oranının uygulanacağı yine anı yasa maddesinde gösterilmiştir. Böyle bir durumda ise, TTK.nun 4/1-6 madde, fıkra ve bendinde öngörülen türden ve bankalar ve ödünç para verme işleri kanunlarında tanzim edilen hususlardan doğan bir ticari davanın varlığından söz edilemez. Olayda asli olarak uygulanması gereken yasa maddesi 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu Ek Madde 6 olduğuna göre, Mahkemece, Bağ-Kur Kanunu'nun 70/1 nci maddesi uyarınca Bağ-Kur Kanunu'nun uygulanmasından doğan davaların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği
gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde
görülmediğinden, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.07.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.