 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/343
K: 2001/2488
T: 27.3.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesi'nce verilen
22.11.2000 tarih ve 2000/792-688 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 27.3.2001 günde davacı avukatı N. E. ile davalı avukatı A. G. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin komisyon alacaklarının tahsili için daha Önce davalı aleyhine
açtıkları davada verilen kararın infazı için başlattıkları takibe davalının yaptığı itiraz üzerine
takibin kısmen iptal edildiğini ve iptal edilen kısım için davalı yararına icra inkar tazminatına
hükmedildiğini; oysa İİK' nun 33. maddesinde icra inkar tazminatının düzenlenmediğini ileri
sürerek, davalı tarafından takibe konulan 2.674.986.000. TL icra inkar tazminatından dolayı
borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla açıldığını savunarak
davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davalı yararına oluşan usulü kazanılmış hakkın
ortadan kaldırılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kötü niyet tazminatından dolayı borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, komisyon alacaklarından dolayı davalı aleyhine başlattıkları takipteki borca davalı
tarafından Tetkik Merciine itiraz edilmesi sonucu Merciin takibi kısmen iptal ettiğini ve iptal
edilen kısım üzerinden aleyhlerine haksız yere kötü niyet tazminatına hükmedildiğini ileri
sürerek, Mercii kararının sadece kötü niyet tazminatı yönünden değiştirilmesini amaçlayacak
biçimde dava açmıştır.
İcra tetkik mercii kararları, istisnalar dışında, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler (Bkz İİK 34a/2, 134). Buna karşılık takip hukukuna ilişkin mercii kararlan, sadece takip
hukuku bakımından kesin hüküm teşkil ederler.
Davaya konu kötü niyet tazminatı, itfaya dayalı olarak yapılan borca itirazın kabulü üzerine
verilmiştir. Takibe konu komisyon alacağı veya bu alacağa yapılan ödeme itirazı dava
edilmemektedir. Oysa kötü niyet tazminatı, takibe konulan alacağa ve bu alacağa yöneltilen
itiraza bağlı olarak verilmiştir. Asıl alacak dava konusu edilmeden, mercii kararını sırf kötü niyet tazminatı yönünden değiştirecek biçimde dava açılması mümkün değildir. Mahkemece açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de, HUMK nün 438/son maddesi uyarınca sonucu itibarıyla doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile
sonucu itibarıyla doğru olan kararın ONANMASINA, 100.000.000 lira duruşma vekillik
ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 490.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27.3.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.