 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/3331
K: 2001/6219
T: 05.07.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesi'nce verilen
15.11.2000 tarih ve 2000/181-658 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan M.Vehbi'nin diğer davalı limited şirketi
kurduklarını, ancak güven kalmadığını ileri sürerek, şirketin tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, tasfiye isteminin feshi de kapsadığı ve olağan bir sonucu olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan
delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,
davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece, şirketin fesih ve tasfiyesine Av. İ.A. A.'nın tasfiye memuru olarak
atanmasına karar verilmiştir. Oysa, TTK.nun 552.maddesi yollamasıyla aynı kanunun
441/1.maddesinde, esas mukavele veya umumi heyet kararıyla ayrıca tasfiye memuru tayin
edilmedikçe tasfiye işleri, idare meçlisi tarafından yapılır, hükmüne yer verilmiş olup,
mahkemece bu madde hükmünde belirtilen araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, dosyada mevcut anasözleşmede tasfiye hususunda bir hüküm
bulunmadığı ve 13 .maddede, anasözleşmede hüküm bulunmayan hususlar hakkında Türk Ticaret Kanunu'nun hükümlerinin uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak, TTK.nun 541 .maddesi uyarınca, ana sözleşme veya genel kurulca ortak olmayan bir müdür seç ilmiş ise bu kişinin, seçilmemişse şirketin iki ortaklı olduğu ve ortaklar arasında husumet bulunduğu düşünülerek, resen bir başka kişinin tasfiye memuru atanmasına karar verilmek gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek ve bu noktada bir tartışma ve gerekçe de ortaya konmadan, yazılı şekilde hüküm tesisi, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalılar vekilinin tüm temyiz
itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, ödediği
temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 5.7.2001 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.