 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/1828
K: 2001/3862
T: 1.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* HAKSIZ REKABETİN TESBİTİ VE ÖNLENMESİ
* İYİNİYET KURALLARINA AYKIRI HAREKETLER
Karar özeti: Davacıların üretip pazarladıkları ve bir defalık kullanıma mahsus cam kapların, davalılar tarafından toplanıp tekrar piyasaya arzedilmesinin, davacıların pazar paylarını daraltacağı ve dolayısıyla zarara uğratacağı muhakkaktır. Tarafların rakip olmadıkları düşünülebilirce de haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar, iyiniyet kurallarına aykırı ve iktisadi rekabetin her türlü suistimali haksız rekabet olup bundan zarar görenlerin veya böyle bir tehlikeye maruz kalanların dava hakkı vardır.
(6762 s. TTK. m. 56, 57/10, 58)
(4077 s. TKK. m. 4)
[Atık Yönetmeliği (560 s. KHK.nin 19. maddesi gereğince çıkarılan)m. 1, 4, 7, 9,10]
Taraflar arasında görülen davada (İzmir Asliye 3. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 30.6.2000 tarih ve 1998/486-2000/582 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan sonra dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilleri tarafından üretilen şişe ve kavanoz gibi dönüşümsüz cam ambalajların davalı Abdullah tarafından toplanarak (dolumcu) olarak adlandırılan diğer davalılara düşük bedelle satıldığını, bu davalıların şişelere mamul doldurarak pazarladıklarını, bu suretle haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün gerçekleştiğini ileri sürerek, haksız rekabetin men'i ile fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere şimdilik 1.000.000.000.- TL maddi ve 1.000.000.000.-TL manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra tazminat istemlerinden vazgeçmiştir.
Davalı Abdullah vekili, müvekkilinin boş şişeleri çoğunlukla kırarak cam olarak sattığını ve dolum işi yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Osman vekili, diğer davalının topladığı şişeleri Şalgam suyu ile doldurarak pazarladıklarını ve iddiaların doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, tazminat istemlerinden vazgeçilmesi koşuluyla davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, geri dönüşümsüz malların bir defa kullanılmakla ekonomik değerlerini yitirdiği, bu nedenle davacının korunacak bir hakkının ve buna tecavüzün söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davalı Ö... Ltd. Şirketi hakkındaki haksız rekabetin önlenmesi isteminin kabulüne, tazminat istemlerinin vazgeçme nedeniyle, diğer dava ve istemlerin ise sabit olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, dönüşümsüz cam ambalajların toplanıp pazarlanması ve içleri doldurularak tekrar piyasaya sunulması suretiyle oluştuğu ileri sürülen, haksız rekabetin tespit ve men'i ite maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
TTK.nun 56. maddesi uyarınca, iktisadi rekabetin objektif iyi niyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir. TTK.nun 57/10. maddesi hükmüne göre ise, rakipler hakkında da cari olan kanun, nizamname, mukavele yahut mesleki veya mahalli adetler ile tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet etmemek, haksız rekabet oluşturduğu gibi, esasen anılan Yasanın 56. maddesi ile hakime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına intibak edebilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiş bulunmaktadır. Kanunun gayesi, iktisadi sahada doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlalini önlemek olup, bu husustaki genel kaide TTK.nun 56. maddesinde düzenlenmiştir. Yine, anılan Yasanın 58. maddesinde de, iktisadi bakımdan zarar görenlerin yanında böyle bir tehlikeye maruz bulunanların dahi, haksız rekabet davasını açabilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacılar, üretip pazarladıkları bir defaya mahsus kullanımlık cam kapların davalılardan Abdullah tarafından atık yerlerinden toplanarak diğer davalılara satıldığını ve diğer davalılarca da yeniden kullanıldığını, bu hususun, ekonomik yönden zarar verdiğini, itibarlarının zedelendiğini, iyi niyet kurallarına da aykırı olduğunu ileri sürmüşlerdir. ,
Davacılar tarafından üretilip pazarlanan cam kapların bir defalık kullanmaya mahsus üretilip pazarlandığı, kullanılmış boş kapların davalı Abdullah tarafından toplanarak diğer davalılara tekrar pazarlandığı ve diğer davalıların da bu ambalajların içlerini bazı mamullerle doldurarak piyasaya sundukları hususları ihtilafsız olup, yanlar arasındaki çekişme-bu eylemlerin haksız rekabet olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bir defa, kullanılmış cam kapların toplanıp tekrar piyasaya arz edilmesinin davacıların pazar payını daraltacağı ve dolayısıyla zarara uğrayacakları muhakkaktır. Davalının bu fiili TTK.nun 57/10. maddesinde yazılı "Rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname, mukavele veyahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet edilmemesi" hükmüne uygunluk arz etmektedir. Her ne kadar tarafların rakip olmadıkları düşünülebilirse de bu maddenin TTK.nun 56. maddesi ile birlikte mütalaa edilmesi gerekmektedir. Zira haksız rekabet hükümleri sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil rekabete dayalı ekonomik düzeninde korunmasını amaçlar. Madde iyi niyet kurallarına aykırı iktisadi rekabetin her türlü suistimalin haksız rekabet olarak tanımlamış TTK.nun 58. maddesinde ise bundan zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz kalan kimseye dava hakkı tanımıştır. Atık cam kapların toplanıp kırılarak ham madde haline getirilmeden piyasaya arz edilmesi, dönüşümsüz şişelerin aynı şekilde yeniden doluma sunulması haksız rekabet teşkil eder. Öte yandan, 560 sayılı KHK.nin 19. maddesi gereğince çıkarılan Atık Yönetmeliğinin 1, 4, 7, 9. maddeleri ile çevreye zarar verebilecek katı atıklarla ilgili üretim, depolama gibi bazı faaliyetler denetim ve gözetim altına alınmış ve 10. madde ile de çevre kirliliğini önleme bakımından bazı geri dönüş kotaları belirlenerek uyulmaması hali bazı yaptırımlara bağlanmıştır. Bu durumda davacıların, davalı Abdullah'a karşı böyle bir dava açmakta hukuki menfaati bulunduğunun kabulü gerekir.
Diğer davalılar yönünden ise, üzerlerinde üretici firması belli olan ve bir defa kullanmaya mahsus cam kapları bilerek daha ucuza mal etme çabasındaki bu davalıların eylemleri de genel olarak iktisadi rekabetin suistimali olduğu gibi, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. maddesi gereğince, bir defa kullanıma mahsus cam kapların tekrar kullanımı nedeniyle üretici ve pazarlamacı firmaların sorumlu tutulabileceği nazara alındığında, böyle bir dava açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu ve davalı Abdullah ile işbirliği halindeki davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar dairesinde değerlendirme ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına (BOZULMASINA), 100.000.000.-lira duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 1.5.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.