 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:2001/1504
K:2001/3680
T:24.04.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 26.10.2000 tarih ve 2000/250-619 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Makimi Gürkan G... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi sigortası yapılan aracın, davalı nakliye şirketi tarafından T... Sigorta A.Ş.ne nakliyat ambar mali mesuliyet sigortasının yapıldığını, meydana gelen kaza neticesinde sigortalıya yapılan ödemenin ardından zarar veren aracın malik ve sürücüsüne karşı rücu davası açtıklarını, ancak bu şahısların aynı kaza nedeniyle T... Sigorta A.Ş.ne ödeme yapmış olmaları nedeniyle davanın reddedildiğini, anılan sigorta şirketinin davalıya hasar nedeniyle ödeme yaparak ibraname almış olduğunu, davalı şirketin tahsil ettiği hasar tutarını müvekkili şirkete ya da nakliyesini üstlendiği müvekkili sigortalısına ödemesi gerekirken ödemeyerek sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, 596.641.515.TL.nın 20.02.1997 tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, T.T.K.nün 1268.maddesine göre zamanaşımının iki yıl olarak öngörülmüş ve davada bu sürenin dolmuş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, T.T.K.nun 1268.maddesi uyarınca sigorta uyuşmazlıklarından doğan davaların iki yılda zamanaşımına uğrayacağı, ödeme tarihi ile dava tarihi arasında iki yıldan fazla zaman geçmiş bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı sigortacı ile davalı üst taşıyıcı arasında bir sigorta sözleşmesi bulunmadığına göre, ancak bu ilişkinin varlığı halinde uygulanabilecek olan TTK.nün 1268 nci maddesi hükmüne dayanılarak davanın zamanaşımı sebebiyle reddi doğru görülmemiştir.
Davacı tarafından zarara neden olan araç sahibine karşı açılan ilk davada, o davanın davalısı, taşıyıcının sigortacısı olan T... Sigorta A.Ş.ne tazminat ödediğini ve bu sebeple kendisine karşı rücu davası açılamayacağını savunmuştur. Nitekim, o dava bu savunmaya dayalı olarak reddolunmuş ve yargı yollarından geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Bu durum karşısında taşıyıcı davalı, kendisine ait olmayan malın hasarı sebebiyle tazminat almış ve o emteanın asıl maliki ve onun halefi olan sigortacısı aleyhine sebepsiz zenginleşmiş bulunmaktadır. Zira, T... Sigorta A.Ş.nin taşıyıcıdan tazminat istemi, taşıyıcı ve kendi sigortalısı olan R... A.Ş.ye yaptığı sigorta bedeli ödenmesinden sonra halefıyete dayalı bir taleptir.
Nitekim, bu davada da davacı taraf, davasının hukuki sebebini sebepsiz zenginleşme iddiasına dayandırmış bulunmaktadır. Bu davanın davalısı ve taşıyıcı R... A.Ş.nin sebepsiz zenginleştiği ilk davanın kesinleşmesi ile ortaya çıktığına göre, BK.nun 66/1 nci maddesi hükmü uyarınca davanın süresinde açıldığının kabulü gerekirken, dava konusu olaya uygulanması mümkün olmayan TTK.nün 1268 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine. 24.4.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.