 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/1374
K: 2001/4202
T: 14.05.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Kabataş Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 04.07.2000
tarih ve 1998/79 - 2000/55 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Dursun'un davalı şirkete Hayat Sigortası
Poliçesi ile sigortalı olduğunu, cinayet sonucu öldüğünü, teklif formundaki imzanın murise ait
olmadığı neden gösterilip, sigorta bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 685.714.260.-TL.nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müteveffanın sigorta kapsamına alındıktan çok kısa bir süre sonra vefat ettiğini,
bu durumun müvekkilde ciddi şüpheler uyandırdığını, teklif formundaki imzanın sigortalıya ait olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, imza incelemesi yapılabilmesi için
dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine karar verildiği ve konuda gerekli giderlerin yatırılması için davacı tarafa 25.04.2000 tarihinde kesin süre verildiği, davacı vekilinin bu süreye uymayarak yeniden süre talep ettiği, oysa kesin sürelerin değiştirilemeyeceği gibi, karşı taraf için kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle, HUMK.nun 163 ncü maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, teklif formundaki imzanın davacıların murisine ait olmadığını ve rizikonun
teminat dışı olduğunu savunmuştur.
Davacılar, murisleri ile davalı arasındaki gerçekleşen hayat sigortası sözleşmesine
dayanmışlardır. Davalı sigortacı, davacıların murisi tarafından verilen ve kendi kayıtlarına giren teklifnamedeki imzanın davacıların murisine ait olduğunu inkar ettiğine göre, bu iddiasının ispat külfeti sigortacı davalıya ait bulunmaktadır.
Mahkemece, bu hususlar dikkate alınmadan kanıt yükünün davacı tarafa yüklenmesi ve bunun
sonucu olarak üzerine düşen kanıtlama yükümlülüğün yerine getirilmediği gerekçe gösterilerek davanın reddi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.