 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/10909
K: 2002/3214
T: 8.4.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* ANONİM ŞİRKET
* GENEL KURUL GÜNDEMİNE MADDE
EKLEMESİNE İZİN
* DAVALI TARAFIN HABERDAR EDİLMESİ
ZORUNLULUĞU
Karar özeti: TTK.nün 367. maddesi gereğince açılmış bulunanı eda davası, duruşma açılmaksızın evrak üzerinde yapılan inceleme ile karara bağlanabilir ise de, açılan dava, nizalı kazaya dahil bir eda davası niteliğinde olduğundan mahkemece en azından davalı şirkete tebligat yapılmak veya şirket temsilcisi de dinlendikten sonra istemle ilgili bir karar vermek gerekir.
(6762 s. TTK. m. 367)
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 5.10.2001 tarih ve 2001/1715-1203 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı anonim şirketin %10 sermaye payına sahip azlık hakkı sahibi ve hissedarı olduğunu, 11.10.2001 tarihinde yapılmasına karar verilen genel kurul gündeminde, şirketin tasfiyesine ve tasfiye ile ilgili işlemlerin yapılması ile ilgili gündem maddesi bulunduğunu, müvekkilince gündeme alınmasını istediği konularla ilgili olarak idare meclisi üyesi ile murakıplara gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, dava dilekçesinde yazılı hususların gündeme ilave edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda, davacının davalı şirketin en az 1/10'ne sahip ortağı olduğu, gündeme madde eklenmesi için idare meclisine yaptığı başvurunun sonuçsuz kaldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, dava dilekçesinde yazılı maddelerin genel kurul gündemine ilavesine izin istemiyle TTK.nun 367. maddesi gereğince açılmış bulunan eda davası niteliğindedir. Her ne kadar Dairemizin yerleşik inançlarına göre, istem, duruşma açılmaksızın evrak üzerinde yapılan inceleme ile karara bağlanabilir ise de, açılan dava nizalı, kazaya dahil bir eda davası niteliğinde olduğundan, mahkemece, en azından davalı şirkete tebligat yapılmak veya şirket temsilcisi de dinlendikten sonra istemle ilgili bir karar vermek gerekir. Açılan davada davalı şirkete tebligat yapılmadığı gibi şirket yetkilisi dahi dinlenmek-sizin karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş, davalı şirkete dava dilekçesinin tebliği ile TTK.367. maddesindeki ön koşulların mevcut olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olup, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 8.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.