 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/10475
K: 2002/2260
T: 12.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAHKİM SÖZLEŞMESİ ( Konişmentoda Gemi ile Yük Sahiplerinin Garame Paylarının Hakem Dispeççi Marifetiyle Karara Bağlanacağının Yazılı Olması-Bu Kaydın Tahkim Sözleşmesi Niteliğinde Olması )
- KONİŞMENTO ( Konişmentoda Gemi ile Yük Sahiplerinin Garame Paylarının Hakem Dispeççi Marifetiyle Karara Bağlanacağının Yazılı Olması-Bu Kaydın Tahkim Sözleşmesi Niteliğinde Olması )
- DİSPEÇÇİ ( Konişmentoda Gemi ile Yük Sahiplerinin Garame Paylarının Hakem Dispeççi Marifetiyle Karara Bağlanacağının Yazılı Olması-Bu Kaydın Tahkim Sözleşmesi Niteliğinde Olması )
- HAKEM KARARI (Mahkeme Kaleminde Muhafaza ve Taraflara Tebliğ Edilmek Üzere Mahkemeye Tevdi Edilmesi)
1086/m.516,532
6762/m.1210
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 8.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 18.9.2001 tarih ve 2001/1216-1000 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı A... Sigorta A.Ş. vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 12.3.2002 günde davalı avukatı Taylan A... ile davacı avukatı Ebru Şerife A... gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin işlettiği Barış isimli geminin Mersin Ashdod seferi sırasında şanzımanında meydana gelen arıza nedeniyle hareketsiz kalıp müşterek avarya ilan ettiğini ve 1974 York-Anvers kurallarına göre hakem-dispeççiler tayin edilip geminin ve yüklerin garame payının belirlenerek karara bağlandığını ileri sürerek, 12.1.1999 tarihli hakem kararının tasdikini talep ve dava etmiştir.
Davalı A... Sigorta A.Ş. vekili, avarya hakem dispeççi kararını kabul etmediklerini savunmuştur.
Mahkemece, hakem heyeti tarafından verilen 12.1.1999 tarihli karar taraf vekillerine tebliğ edilmiş olup, taraflarca temyiz edilmediği gerekçesiyle, hakem heyeti kararının onanmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı A... Sigorta A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, 1974 York-Anwers kaidelerine göre, konişmentonun 14 ncü maddesi uyarınca tayin edilen hakem dispeççi kararının tasdiki isteminde bulunmuştur.
Dairemiz uygulamasında konişmentoda, müşterek avarya halinde, müşterek avaryanın olup olmadığının ve gemi ile yük sahiplerinin garame paylarının hakem-dispeççi marifetiyle karara bağlanacağı yazılı bulunduğu takdirde, bu kaydın bir tahkim sözleşmesi niteliğinde olup, hakem-dispeççi kararlarının HUMK.nun 516 ncı ve sonraki maddeleri uyarınca hakem kararı niteliğinde sayılacağı kabul edilmektedir.
HUMK.nun 532 nci maddesinde, hakem kararlarının mahkeme kaleminde muhafaza ve taraflara tebliğ edilmek üzere mahkemeye tevdi edileceği hükme bağlanmıştır. O halde, davacı isteminin hakem dispeççi kararının kesinleştirilmesi yönünden HUMK.nun 532 nci maddesi gereğince taraflara tebliğ edilmesi ve temyiz olanaklarının sağlanması bakımından bir istem olduğu anlaşılmak gerekir. Ancak, mahkemece, istemin TTK.nun 1210. ve izleyen maddelerinde düzenlenmiş bulunan dispeç raporunun tasdikine ilişkin bir istem gibi algılandığı ve dava gibi mahkeme esas defterine kaydedildiği anlaşılmaktadır. Oysa, yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, hakem-dispeççi kararları TTK.nun 1210 ve izleyen maddelerinde düzenlenen dispeççi raporundan farklı olup, aynı yasa hükümlerine tabi değildir.
Şu halde, mahkemece, yapılması gereken iş, hakem-dispeççi kararının HUMK.nun 532 nci maddesi uyarınca taraflara tebliğinden ibaret iken, dava dilekçesi ile birlikte bir delil gibi tebliği yapılarak, bu şekilde tarafların temyiz olanağının ortadan kaldırılması ve bir dava olarak görülemeyeceği düşünülmeden, hakem-dispeççi kararının temyiz edilmeden kesinleştiği gerekçe gösterilerek onanmasına karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, 250.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.