 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2001/10143
K: 2002/2566
T: 21.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
506/m.121
2004/m.83
818/m.19,20
Taraflar arasında görülen davada Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 9.7.2001 tarih ve 2001/382-2001/405 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesi aracılığı ile SSK.Genel Müdürlüğünden emekli maaşı aldığını, dava dışı Ayten'in davalıdan aldığı kredi sözleşmesine de kefil olduğunu, bir süre sonra müvekkilinin maaşına el konulduğunu, 506 sayılı kanunun 121. maddesi uyarınca bağlanan gelir ve aylıkların haczedilemeyeceğini, İİK hükümlerine göre haczi mümkün olmayan hak ve malların önceden haczedilebileceğine ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğunu ileri sürerek, toplam 255.000.000-lira maaşı üzerindeki blokenin kaldırılması ve yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava emiştir.
Davalı vekili, davacının maaşının imzaladığı temlik senedi uyarınca alındığını, ortada bir haciz işlemi olmadığını, 506 sayılı kanunda temliki önleyen hüküm bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının imzaladığı belgenin haczedilemezlikten feragat mahiyetinde değil BK.162. maddesinde düzenlenen alacağın temliki mahiyetinde bulunduğunu, davalı bankaca yapılan bloke işleminin yasal olduğu gerekçesiyle, davanın REDDİNE karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının imzaladığı temlik belgesi dolayısıyla davalı banka şubesi tarafından SSK. Genel Müdürlüğünden aldığı emekli maaşına uygulanan bloke işleminin kaldırılması ve tahsili istemine ilişkindir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu 121. maddesi uyarınca, bu kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar ile sağlanan yardımlar haciz edilemez. İcra İflas Kanunu 83. maddesi uyarınca borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi caiz olmayan bir malın haczedilebileceği hakkında, alacaklı ile yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Dairemiz uygulaması, Emekli Sandığından alınan maaşların dahi aynı madde gereğince 1/4 ünün haczedilebileceği yönündedir. Bu durum karşısında mahkemece, davacının imzaladığı temlik belgesinin maaşta tasarrufu engelleyici nitelikte bir sözleşme olduğu ve Borçlar Kanunu 19 ve 20 maddeleri uyarınca geçersiz sayılacağı gözönüne anılmaksızın, alacağın temliki mahiyetinde bulunduğu gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı İbrahim Kabak yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.