 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/9857
K: 2001/931
T: 08.02.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nce bozmaya uyularak
verilen 05.07.2000 tarih ve 1997/834 - 2000/709 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 06.02.2001 günde davalı avukatı N. Y. gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe,
layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, geri ödemeleri dövize endeksli olmak üzere davalı bankadan konut kredisi kullandığını, ancak, dövizde meydana gelen beklenmeyen artışlar nedeniyle edimler arasındaki dengelerin davacı aleyhine bozulduğunu ileri sürerek, sözleşmenin günün koşullarına uyarlanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, serbest irade ile kurulan sözleşmeye bağlılığın esas olduğunu, uyarlama
koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bozmaya uyan mahkemece, toplanan delillere, bilirkişi raporlarına nazaran, sözleşmenin
uyarlama şartlarının oluştuğu, Yargıtayca benimsenen ilkelere göre, hesaplamanın yaptırıldığı, buna göre davacının borcunun dahi kalmadığı sonucuna varılarak, bilirkişi raporu çerçevesinde davanın kabulüne, borcun kalmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar gerekmiştir.
2-Ancak, dava, sözleşmenin günün koşullarına uyarlanmasına ilişkin olup, menfi tespit veya
istirdat talebini içermemektedir. Böyle bir dava ile amaçlanan, kalan borcun günün ekonomik koşullarına ve tarafların ekonomik dengelerine uygun bir geri ödeme planına bağlanmasıdır. Oysa, somut olayda, yargılama sırasında davacının borcunu tamamen ödediği, uyarlama konusu yapılabilecek bir borcun kalmadığı, bir başka anlatım ile dava konusunun kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, konusu kalmayan davanın sırf bu nedenle reddine karar vermek
gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının
reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, duruşmada vekil ile temsil olunan davalı yararına taktir olunan l00.000.000.-lira vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.