Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/9633
K: 2000/9263
T: 24.11.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • KASKO POLİÇESİ
  • HAKEM - BİLİRKİŞİ RAPORU
  • EDA DAVASI
Karar Özeti: Alacaklının, kesinleşmiş hakem - bilirkişi raporunda saptanan miktardaki alacağını, tahsili mümkün hale getirebilmesi için bir eda davası açması gerekmektedir. Davacı da, bir eda hükmü elde etmek üzere iş bu davayı açmış olup, böyle bir davayı açmakta hukuki yararı vardır.
(6762 s. TTK. m. 1263, 1265)
(1086 s. HUMK. m. 287/2)
U.... Dış Tic. Ltd. Şti. ile T. G.... Sigorta A.Ş. arasındaki davadan dolayı (Beyoğlu ikinci Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 17.12.1999 gün ve 1998/115 -1999/563 sayılı kararı bozan Daire'nin 9.5.2000 gün ve 2000/889 - 2000/4039 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalıya kasko sigortalı aracın hasara uğramasına rağmen tazminatın ödenmediğini hakem bilirkişiye gidip, bu raporunun iptali için davalının dava açtığını, bu prosedüre başvurulmasının zamanaşımını kesmeyeceğinden tazminatın mahkemece hüküm altına alınması yolunun seçilmesi zorunda kalındığını öne sürerek, (70.000) USD.nin faiziyle davalıdan tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili, hakem bilirkişi prosedürünün dışına çıkılarak dava açılamayacağını, hakem bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmaması halinde iptal davası açılmasının gerekeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, hakem bilirkişiye müracaat edilip, hakem raporunun iptali için davalının dava açtığını, davanın reddedilip kesinleştiğini, bu suretle davalının anılan raporda belirtilen zararı ödemesi gerektiği gerekçesiyle dava kabul edilmiştir.
Kararın, davalı tarafça temyizi üzerine Dairece, hakem-bilirkişi raporunun iptali için açılmış bir dava var ise de, bu durum anılan prosedürünün uygulanmasına etkili olmayıp, bu prosedürün ayakta olduğu ve davacının bu aşamada mahkemede ayrıca dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve bu itibarla da davanın reddi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
Bu defa davacı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın 3.2. maddesinde tarafların hasar miktarı hususunda anlaşamadıkları taktirde zarar ve hasarın hakem-bilirkişilerce saptanacağı hükmü yer almış olup, bu hüküm HUMK.nun 287/2. maddesi gereğince delil sözleşmesi niteliğinde bulunmaktadır. Somut olayda da tarafların zarar hususunda anlaşamamaları nedeniyle ve yukarıda anılan delil sözleşmesi gereğince hakem -bilirkişiye müracaat ettikleri ve hakem-bilirkişilerce düzenlenen rapora karşıda davalı tarafça iptali istemiyle dava açıldığı ve bu istemin reddedilerek raporun kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kesinleşen rapora göre ödeme yapılması halinde bir çekişmenin doğmayacağı tabii olup, ödememe halinde ise eda hükmü içermeyen, bir başka deyişle kesinleşmiş bir yargı kararı olmayan rapora dayanılarak alacağın tahsiline kalkışılmasının mümkün olmadığı kuşkusuzdur. Böyle bir durumda, alacaklının kesinleşmiş hakem - bilirkişi raporunda saptanan miktardaki alacağını tahsili mümkün hale getirebilmek için bir eda davası açması gerekecektir. Nitekim, somut olayda davacı yukarıda açıklandığı şekilde ve bir eda hükmü elde etmek üzere iş bu davasını açmış olup, böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu gibi mahkemece de davanın kabulüne karar verilmiş olması da usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerekirken, Dairece bozulmuş olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin HUMK.nun 440/4. maddesine uygun bulunan karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 9.5.2000 tarih 2000/889 - 4039 sayılı bozma kararının kaldırılarak, usul ve yasaya uygun bulunan kararın (ONANMASINA), 578.600.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 24.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini