 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/9281
K: 2001/1491
T: 20.2.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.05.2000 tarih ve 1999/1033 - 2000/418 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.02.2001 günde davalı avukatı E. Ö. gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp,
düşünüldü:
Davacı, bankacılık işlemleri Bakanlar Kurulu Kararı ile durdurulan Müflis M. Bankası'nda (208.827.141.-)TL hesabı olduğunu, davalının sigorta limiti dahilinde 150.000.000.-TL ödeme yaptığını, ancak, 23.06.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun geçici 3 ncü maddesi ile limitin 1.000.000.000.-TL'ya çıkarılmasına rağmen davalının hesap bakiyesini ödemeye yanaşmadığını ileri sürerek, (775.203.846.-)TL anapara ve (18.007.985.-)TL faizin, birleşen davada da (162.094.168.-) TL faizin anaparaya reeskont faizi uygulanacak şekilde tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, idari yargının görevli ve Ankara Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu,
davacının sigorta kapsamı dışındaki yurt dışı yatırım hesabındaki parasını son anda muvazaalı şekilde tasarruf mevduatına dönüştürdüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, davacının vadesiz mevduat hesabında bulunan (208.827.141.-)TL.nın (150.000.000.-)TL.lık kısmının Bankalar Kanunu'nun 68 nci maddesi gereğince ödendiği, bu itibarla, 4389 sayılı Kanun'un geçici 3 ncü maddesi gereğince bakiyesinin de yasada belirtilen hesaplama yöntemine göre ödenmesi gerektiği sonucuna varılarak, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın da kısmen kabulü ile, asıl alacağa dava tarihinden reeskont oranında temerrüt faizi yürütülmek üzere (775.203.846.-) TL asıl alacak ve (179.158.222.-)TL faizin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
l-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan
delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve uyuşmazlığın davacı tarafından önce davalıların ve daha sonra iflası açılan banka nezdinde açılan mevduat hesap sözleşmesinden kaynaklanmış bulunmasına, ticari nitelikteki bu işlemlerden doğan alacağın müflis bankanın yönetiminin devredildiği davalı kurumdan tahsili isteminin mutlak biçimde bir özel hukuk uyuşmazlığı mahiyet taşımasından dolayı çözümünün de adli yargı yerinde görülmesinin gerekmesine göre, davalı vekilinin yargı yoluna ilişkin görevsizlik itirazı yerinde olmadığından, aşağıdaki bentler dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, davalı vekilinin süresinde ileri sürdüğü yetki ilk itirazı, HUMK'nun 10 ve 17 nci
maddelerine dayanılarak reddedilmiş ise de, mevduat hesabının açıldığı bankanın bu davada taraf olmamasına, davalının sorumluluğunun anılan banka ile olan özel bir halefiyet ilişkisine değil, yasadan doğan bir görev ve yükümlülükten kaynaklanmasına, davalı fon'un davanın açıldığı yerde tüzel kişilik adına faaliyet yürüten ve temsilcilik rolü üstlenen bir teşekülünün bulunmamasına ve İstanbul'daki hukuk müşavirliğinin böyle bir sıfat ve fonksiyon taşımamasına göre, genel yetki kuralı uyarınca davalının ikametgahı yeri olan Ankara'da açılması gereken davaya yönelik yetki itirazı yerinde bulunmakla mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu itirazın reddi ile uyuşmazlığın esasına girilmesi doğru görülmemiştir.
3-Yukarıda değinilen bozma kapsam ve içeriğine göre, davalı vekilinin esasa ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının
REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın yetki yönünden davalı yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 100.000.000-lira vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı taraf Hazine olduğundan harç alınmasına mahal olmadığına, 20.2.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.