 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/9250
K: 2001/58
T: 15.01.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Kadıköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 3.8.1999
tarih ve 1999/921-689 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı sigorta şirketi vekili
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesi yapılan araca davalıların
maliki ve sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu olarak çarpması ile meydana gelen
170.392.215.T1 hasarın 26.09.1999 tarihinde sigortalıya ödendiğini beyanla bu miktarın ödeme tarihinden itibaren reeskont oranında faizi ile davalılardan rücuen tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, diğer davalıya ait aracın kaza sırasında sigorta poliçesinin
bulunmadığını, kazadan sonra düzenlenmiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, benimsenen bilirkişi raporu
doğrultusunda kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 170.392.215.Tl.nm 26.09.1997 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı sigorta şirketi vekili temyiz etmiştir.
Dava, Kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücu davasıdır.
Davalı sigorta şirketi savunmasında; kazanın meydana geldiği sırada trafik sigorta
poliçesinin düzenlenmemiş olduğunu, kazadan sonra sigortalısının kötüniyetli davranışı nedeniyle trafik sigorta poliçesinin düzenlenmiş olduğunu savunmuştur.
Davaya konu trafik sigorta poliçesi incelendiğinde, tanzim yerinin Manisa ve tanzim
tarihinin 28.08.1997, tanzim saatinin 15.40 olduğu görülmektedir. Kaza tespit tutanağı
incelendiğinde ise kaza yerinin İstanbul Kayışdağı, kaza tarihinin 28.08.1997, kaza saatinin ise 17.45 olduğu açıklanmış olup, bu tutanağın aksi iddia ve ispat edilmiş değildir.
İlke olarak sigorta poliçesinin tanzimi esnasında aracın görülmesi, sigorta bedeline etki
etmesi nedeniyle hasarının ve değerinin tespiti gerekmektedir. Dava konusu olayda sigortalı araç kamyondur. Sigorta poliçesinin tanzimi sırasında Manisa'da bulunup aradan iki saat geçtikten sonra bir kamyonun İstanbul'da kazaya karışması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı gibi kaza tespit tutanağında sigorta durumu hanesinin de boş bırakılmış olması davalı aracın kaza saatinde trafik sigorta poliçesinin bulunmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Sorumluluk sigortalarında meydana gelen rizikonun sigorta teminatı dışında kalması
durumunda, bir başka deyişle asıl menfaati poliçe teminatı altına alınan sigorta ettirenin
sigortacısına başvuramayacağı durumlarda kendisine doğrudan doğruya sigortacıya başvurma
hakkı tanınan zarar gören üçüncü kişi ile onun halefinin trafik sigortasından tazminat isteme
hakkı bulunmamaktadır. O halde, davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar
verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde tazminattan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazının
kabulü hükmün BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene
iadesine, 15.1.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.