 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/9048
K: 2000/8710
T:7.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- HASAR TAZMİNATI
- KİRALAYANIN İŞLETEN SIFATIYLA SORUMLULUĞU
Karar Özeti: Davalı finansal kiralama şirketinin, işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan sigorta ettirendir. Dolayısıyla davalı finansal kiralama şirketine husumet yönetilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır.
(3226 s. FKK. m. 17/2)
(2918 s. Trafik K. m. 3, 85, 91, 95)
İ... Sigorta A.Ş. ye V... Finansal Kiralama A.Ş. arasındaki davadan dolayı (Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 23.12.1999 gün ve 1999/310-1040 sayılı kararı bozan Daire'nin 15.5.2000 gün ve 2000/3218-4260 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalıya ait ve müvekkiline trafik poliçesi ile sigortalı aracın, sürücüsü alkollü olarak karıştığı trafik kazasında üçüncü şahıslara verdiği zararlara karşılık müvekkilince 250.000.000 lira ödendiği ileri sürerek, bu paranın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aracı 18.7.1990 tarihinde dava dışı K... A.Ş.ne finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği karar, davalı vekilinin temyizi üzerine dairemizce davalı şirkete husumet düşüp düşmeyeceğinin tespiti yönünden finansal kiralama sözleşmesinin geçerliliğinin araştırılması gerektiğine işaret edilmek suretiyle davalı yararına bozulmuştur.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayalı olarak, trafik kazasında üçüncü şahsın uğradığı ve davacı sigorta şirketinin ödediği zararın, olay sırasında sürücünün alkollü olduğu nedenine dayalı olarak, sigorta ettirenden rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne hükmedilmiş ve bu karar Dairemizce finansal kiralama sözleşmesinin geçerliliği yönünden inceleme yapılmak üzere davalı yararına bozulmuştur.
Dosya içerisindeki poliçe örneğine göre, davalının sigorta ettiren olduğu çekişmesizdir. Davadaki çekişme davacı sigortacının, gerçekte işleten sıfatını taşımamasına rağmen, 2918 sayılı KTK.nun 91. maddesi uyarınca işletenmiş gibi görünmek suretiyle, düzenlettirdiği trafik sigorta poliçesi uyarınca sorumluluk taşıyıp taşımadığına ilişkindir.
Finansal Kiralama Kanununun 17/2. maddesi uyarınca, leasing şirketi konu malı sözleşme süresi içinde sigorta ettirmek zorundadır. Sigorta primlerini ödeme yükümlülüğü ise kiracıdadır. KTK.nun 91. maddesinde ise, işletenlerin bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu hükmedilmiştir. Finansal kiralama şirketinin KTK.nun 3. maddesinde tanımlanan işleten sıfatını taşımadığı, aracın işleticisinin kiracı olduğu açıktır. Ancak KTK.nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir.
Görüldüğü üzere, davalı finansal kiralama şirketinin işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan sigorta ettirendir.
Hal böyle olunca davalı finansal kiralama şirketine husumet yönetilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin 15.5.2000 gün ve 3218-4260 sayılı bozma kararının kaldırılması ve davalı tarafın bu karara yönelik temyiz nedenleri nazara alındığında, mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.5.2000 gün ve 3218-4260 sayılı bozma kararının kaldırılarak mahkeme kararının (ONANMASINA), bakiye karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3. madde hükmü uyarınca takdiren 15.000.000 lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 7.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.