 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8898
K: 2000/10130
T: 18.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen
29.3.2000 tarih ve 1999/4-2000/90 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin eşi Yılmaz ile birlikte davalı şirketin 1174 no'lu poliçesi hayat
sigortalısı olduklarını, 15.5.1998/15.5.1999 tarihleri arasında geçerli olan poliçenin bu tarihler
arasında "memede bulunan kütle" kapsam dışı bırakıldığından bunun dışındaki tüm hastalıkları kapsadığını, müvekkilinin "uterus miyoma tozus, metraraji" tanısı ile 20.10.1998'de Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde yatırılarak ameliyat edildiğini, davalının önceki sigortası Ak Hayat arşivinden aldığı bilgilerle poliçeyi düzenlemesine karşın, bu hastalığın beyan edilmediğinden bahisle poliçe bedelini ödemediğini ileri sürerek, toplam 926.152.750 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 25.11.i997'de yaptırdığı ultrasanografık incelemede tesbit edilen
"myoma utari" tanısının poliçe başvurusunda belirtilmediğini savunarak, davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, dava konusu poliçe sigorta
formunun davacının eşi tarafından doldurulduğu ve davacının hastalığının bu nedenle
işaretlenmediği, ancak aynı formda 5.5.1998 de 12 aylık bekleme süresi dolan Ak Hayat
Poliçesi'nin bir devamı olduğunun belirtildiği, Ak Hayat Poliçe süresi içerisinde davacının
gerçekleşen bütün hastalık bilgileri Mednet Aracı Bilgi Kurumun'ca davalıya iletildiği, bu arada davacının rahim ultrasına ve buna ait myoma uterius teşhisi bilgi kurumu aracılığı ile davalı sigorta şirketine iletildiği, kendisine iletilmiş bilgilere aykırı başvuru formunda herhangi bir eksiklik varsa davalının bunu inceleyerek TTK.nun 1290.mad. l aylık süre içerisinde cayma hakkını kullanabileceği, davalı sigorta şirketinin bu cayma hakkını kullanmadığına göre, riziko doğduktan sonra artık bu hakkının katılamayacağı, ayrıca sigorta yaptırıldıktan sonraki süre içerisinde mutlaka ameliyat olacağı belli olmayan ancak ameliyatı gerçekleşen davacının ilgili masraflarının poliçe teminatı kapsamında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sağlık sigortası poliçesinden kaynaklanan sigorta bedeli alacağının tahsili istemine
ilişkindir.
Davalı vekili, rizikonun beyansız bırakılan bir hastalık olması nedeniyle teminat kapsamı
dışında olduğunu savunmuştur.
Davacı taraf, uyuşmazlık konusu hastalığı poliçe tarihinden önce kendilerinin bildiğini ve
sözkonusu hastalığın daha önceki sigortacı Ak Hayat Sigortasına bildirildiğini ve dava konusu
poliçenin Ak Hayat Poliçesinin devamı olduğunu iddia etmiştir. Ne varki, davacının verdiği
başvuru formunda bu poliçenin Ak Hayat Poliçesinin devamı olduğuna dair, beyan mevcut ise de, davalı sigortaca düzenlenen poliçe üzerinde Ak Hayat Poliçesinin devamı olduğuna dair bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle dava konusu poliçenin Ak Hayat Poliçesinin devamı olduğu ve Ak Hayat tarafından bilinen rizikonun davalı sigortacı bilindiği kabul edilemez.
Öte yandan, Poliçe Genel Şartları'nın istisnalar kısmında, önceden olduğu halde beyan
rizikonun hastalıkların teminat dışı olduğu öngörülmüş bulunmaktadır. Davacının Düzen
Labaratuvarında 25.11.1997 tarihinde yaptırdığı tetkiklerde batın ve memede kitle olduğunu
öğrendiği ve memedeki rahatsızlığı beyan ettiği halde batındaki rahatsızlığı bildirmediği
anlaşılmıştır. Beyan edilen hastalık, teminat kapsamı dışında tutulduğuna göre, dava konusu
hastalığın da, teminat dışı olduğu kabul edilip, davanın reddine karar verilmek gerekirken, yazılı olduğu şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA,
ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2000 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.