 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8885
K: 2000/9015
T: 17.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
M. Foundation For Medical Educatıon and Research İle H. Holding A.Ş, H. Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 7.Ticaret Mahkemesi'nce
verilen 10.11.1998 gün ve 1996/989-1998/2037 sayılı kararı bozan Daire'nin 2.5.2000 gün ve
2000/417-3789 sayılı kararı aleyhinde davacı ve davalılar vekili tarafından karar düzeltilmesi
isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, ABD uyruklu müvekkilinin tıbbi araştırma ve yayınlarıyla ünlü bir kuruluş olup, yayınları arasında ailelerin temel başvuru kitabı "Family Health Book". isimli aile sağlık kitabının da bulunduğunu, davacının "Mayo Clinic, Mayo ve Mayo" ibaresi ve şekilden oluşan tescilli markaları olup bunların Türkiye'de de tescil edilmiş bulunduğunu, davalıların sahip ve basımcısı bulundukları H. Gazetesi'nin Ekim 1994 ile Ocak 1995 tarihleri arasında anılan Aile Sağlık Kitabı adlı eseri üçe bölüp Mayo Clinic markasını da aynen kullanarak izinsiz yayınlamak suretiyle marka ve telif haklarına tecavüz edip aynı zamanda haksız rekabette bulunduklarını ileri sürerek, haksız tecavüz ve rekabetin tesbit ve meni ile 100.000 USD doları tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, H. Holding A.Ş nin pasif dava ehliyeti olmadığım, zamanaşımı süresinin geçmiş bulunduğunu davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğunu kanıtlaması gerektiğini hukuka aykırı bir eylemleri olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine dairemizce davalı Holding A.Ş vekilinin tüm, davacı
vekilinin sair itirazları reddolunmuş yerel mahkeme kararı davacı vekilinin açılan ceza davası
sebebiyle uzamış zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesi yönünden davacı yararına
bozulmuştur.
Davacı vekili, bozma kararındaki maddi hatanın düzeltilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, eski iddialarını ve uzamış zamanaşımı savunmasının yasal dayanağı
olmadığım savunarak karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Davacı vekilinin bozma kararındaki daktilo hatasının (tashihi) düzeltilmesi isteminin kabulü
ile 25.2.2000 tarih ve 2000/417-3789 sayılı bozma kararımızın 2 nci sahife 2 nolu bendin 5.satırında yazılı (bir) kelimesinin (beş) olarak düzeltilmesi gerekmiştir.
2-Davalılar vekilinin karar düzeltme istemine gelince, Yargıtay ilamında benimsenen
gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin müvekkilin H. Holdingin pasif dava ehliyetine
ilişkin talebi yerinde görülmemiştir.
Davalılar vekili, karar düzeltme dilekçesinde "davalı tüzel kişilikler açısından uzamış ceza
zamanaşımı sürelerinin uygulanmasının yasal olmadığını yargı kararlarınada aykırı olduğunu" ileri sürmüş, olay tarihinde henüz yürürlüğe girmemiş bulunan 556 sayılı KHK'nın 6l/A maddesinin bu yöndeki bozmaya gerekçe yapılamayacağını savunmuştur.
Dava konusu eylemlerin aynı zamanda suç teşkil ettiği ihtilaf konusu olmayıp itiraz davalı
tüzel kişiler hakkında uzamış ceza zamanaşımının uygulanıp uygulanmayacağı konusuna ilişkin bulunmaktadır. Davalılar vekilince ibraz edilen 4.Hukuk Dairesine ait yargı kararlarında BK.nun 60.md. f.2'de öngörülen uzamış ceza zamanaşımının çalıştıran, (ihtihdam eden) durumunda bulunan tüzel kişiye uygulanamayacağı hususu kabul edilmiştir. Olayımızda eylemler davalı tüzel kişiliklerin organlarını oluşturan gerçek kişiler tarafından ika edilmiş olup, organların fiillerinden tüzel kişiler doğrudan doğruya mesul bulunmaktadırlar. Tüzel kişilerin organlarının işledikleri haksız fiil aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ceza zamanaşımı süresi tüzel kişi aleyhine açılan tazminat davasında da uygulanır. Zira, organların fiili tüzel kişileri doğrudan doğruya tazmin yükümlüsü yapar. Dairemizin
yerleşik içtihatları bu yönde olup doktrinde de aynı görüş hakim bulunmaktadır. (Bkz.Prof.Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümleri, C. 1.sahife 829) Bozma kararına da bilahare meriyete giren 535 sayılı KHK.nın 6l/A,maddesindeki bu görüşü doğrulayan kuralın bozmaya gerekçe yapılması zamanlama yönünden yerinde olmamakla beraber, bu kuralın yukarıda açıklanan nedenlerle doğru, varolan ve ötedenberi işleyen bir kural olması karşısında, davalı vekilinin bu itirazı da neticeye müessir görülmeyerek reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda l nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin maddi-daktilo-
hatasının tashihi isteminin kabulü ile 25.2.2000 tarih 2000/417-3789 sayılı bozma kararımızın
2.sahife 2.nolu bendinin 5.satırının sonundaki (bir) kelimesinin (beş) olarak düzeltilmesine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin yerinde görülmeyen karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken 4.240.000 lira karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3.madde hükmü uyarınca takdiren 15.000.000 lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 17.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.