 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8883
K: 2001/403
T: 23.1.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- FAYDALI MODEL BELGESİ
- İTİRAZ
- İYİNİYET
Karar Özeti: 557 sayılı KHK. nin 165/3. maddesine göre, zarar gören üçüncü kişilerin, yenilik niteliği taşımayan faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü dava edebilmeleri için aynı KHK. nin 161. maddesine göre başvurunun, TPE tarafından ilanından itibaren, 3 aylık süre içerisinde itirazda bulunmaları koşulu vardır. Dava hakkına ilişkin bu emredici hüküm karşısında, yardımcı bir norm olan MK.nun 2. maddesindeki iyiniyet kuralının uygulama yeri bulunmamaktadır.
[KHK. - 551 s. (24.6.1995 Ta.) m. 161,165]
(743 s. MK. m. 2)
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 3.4.2000 tarih ve 1998/1939 - 2000/319 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, müvekkilinin faaliyette bulunduğu çimento ve maden sektöründe kullanılan çelik döküm, makine ekipmanları imalatı, satış ve montajı ile ilgili "tek zincirli elevatörü" faydalı model belgesi aldığını, oysa bu modelin yenilik unsuru taşımadığını ileri sürerek, davalıya ait faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, belgenin yenilik özelliği taşıdığını, 551 sayılı KHK. nin 161. maddesine göre itirazda bulunmayan davacının aynı KHK. nin 165/3. maddesi uyarınca dava hakkının bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece, sunulan ve toplanan kanıtlar ile bilirkişiler raporuna dayanılarak, davalıya ait faydalı model belgesinin yenilik unsuru taşımayan ürüne ilişkin olduğu, davalının itirazda bulunmamasının dava açma hakkını ortadan kaldırmayacağı, aksi taktirde yenilik taşımayan üründen dolayı faydalı model belgesi alan davalının kötü niyetinin korunmuş olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıya ait TR 199700/484 nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünün tesbitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yenilik niteliği ve koşulu taşımadığı savlanan davalıya ait "tek zincirli elevatör" başlıklı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalının TPE'ye yaptığı tescil başvurusunun ilanından itibaren 551 sayılı Patent Haklarının Korunması hakkında 551 sayılı KHK. nin 161. maddesinde belirtilen üç aylık süre içerisinde itirazda bulunmaması nedeniyle aynı KHK. nin 165/3. maddesi uyarınca davacının dava hakkının bulunmadığı yolundaki uzman bilirkişiler kurulu görüşen aykırı olarak yenilik taşımayan ürünle ilgili faydalı model belgesi alan davalının kötü niyetli olduğu, kötü niyetin yasaca korunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünün tesbitine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 2. maddesinin ilk fıkrasına göre, herkes haklarını kullanır ve borçlarını yerine getirirken iyiniyet kurallarına uymakla yükümlüdürler. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının yasa tarafından korunmayacağı belirtilmiştir. Maddenin ilk fıkrasında düzenlenen kural hakların kullanılmasına ve borçların ifasına, ikincisinde ise hakların veya bir hukuki sonucun kazanılmasına ilişkindir. Bir çok yasa maddesinde bu kavrama ilişkin çok sayıda göndermeler bulunmakla birlikte, söz konusu kuralların genel işlevi, yasadan doğan hak ve yükümlülüklerin yorumunda ve tamamlanmasında ortaya çıkar. Yasaların düzenlediği konularda belirebilecek bütün sorunların eksiksizce öngörülerek, kesin ölçütlere bağlanması beklenemez. Böylece, iyiniyet kuralının tamamlayıcılık rolü ile hakların kullanılması, borçların ifası ve hakların kazanılmasında akla, adalet duygusuna aykırı ve ifrata varan sonuçlara varılmasına yol açabilecek yasa boşluklarının doldurulması mümkün olur. İyi niyet kuralı maddi hukukun bir parçası olup, hakim tarafından tamamlayıcı bir kural olarak resen gözetilip uygulanır. Diğer bir anlatımla, MK.nun 2. maddesinde belirtilen anlamda kötüye kullanılmasının, özel bir yasa hükmüyle önlememesi halinde değinilen kural uygulanabilir. Yasada özel hükümlerin bulunması halinde bu hükme dayanılamaz. Sonuç olarak, iyiniyet ve kötüniyet yasağı kuralları, belirli sınırları içinde tamamlayıcı bir hukuk kuralıdır.
Somut uyuşmazlığa gelindiğinde, 551 sayılı KHK. nin 165/3 maddesinde, zarar gören üçüncü kişilerin yenilik niteliği taşımayan faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü dava edebilmeleri için aynı KHK. nin 161. maddesine göre başvurunun TPE tarafından ilanından itibaren üç aylık süre içerisinde itirazda bulunmaları koşulu vardır. Dava hakkına ilişkin olan bu emredici hüküm karşısında, yardımcı bir norm olan iyiniyet kuralının uygulama yeri bulunmamaktadır. Davacının 551 sayılı KHK.nin 161. maddesindeki düzenlenmeye uygun biçimde itirazda bulunmaması nedeniyle dava hakkı doğmadığından, davanın bu yönden reddi gerekirken, açık emredici yasa hükmünün varlığı nedeniyle uygulanamayacak olan tamamlayıcı hukuk kuralına dayanılarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına (BOZULMASINA), 100.000.000.- lira vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.1. 2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.