 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8876
K: 2000/10189
T: 18.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 4.4.2000
tarih ve 1999/442-2000/187 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından
istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için
Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya
içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif ortağı olduğunu, şerefiye, aidat ve bunların
gecikme faizleri için yapılan icra takibinde asıl borcun ödenmesine rağmen şerefiye borcu
gecikme faizine temerrüt oluşmadığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, oysa davacının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde şerefiye bedellerinin tespit edilerek üyelere ihtar edildiğini, diğer ortaklardan senet alındığı halde kendisinin vermediğini, senetleri imzalamaktan kaçındığını, şerefiye bedelinin ödenmesi gerektiğim bildiği için ihtarname ile temerrüde düşürülmesine gerek bulunmadığını, B.K. 113.maddeye göre asıl borcu ödemiş olması nedeniyle ferisini de ödemesi gerektiğini beyanla itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şerefiye bedellerinin ödenme şekli, miktarı ve gecikme zammı uygulanması
hususunda alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığını, bu durumda kesin vadelerden ve
gecikme faizi uygulamasından söz edilemeyeceğini, faizin ancak temerrüt halinde istenebileceği, temerrüde düşürülmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, genel kurulda aidatlar konusunda
faiz öngörüldüğü halde şerefiye için faiz öngörülmediği, davacıya şerefiye bedelinin tebliği
yapılmadığı, icra takibi ile haberdar olduğu, temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şerefiye bedeli alacağı temerrüt faizinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın
iptali istemine ilişkindir.
Davacı kooperatifin 11.01.1998 tarihli genel kurulunda ortakların borçlarını gününde
ödemeleri aksi taktirde faizden sorumlu olup, ihtar çekilmeksizin icra yolu ile haklarında takip
yapılabileceğine karar verilmiş olup, alınan bu kararın ortakların kooperatife karşı her türlü
parasal yükümlülüğe dolayısıyla şerefiyeden doğan borçlara da uygulanması mümkündür O halde davalının diğer ortaklar gibi şerefiye bedelinin ödenmesi gereken tarihten itibaren temerrüt faizinden sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile
hükmün BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,
18.12.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.