Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8805
K: 2001/438
T:25.1.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • DENİZ TAŞIMACILIĞI
  • GEMİNİN DENİZE, YÜKE VE YOLA ELVERİŞLİ OLMASI
  • TAŞIYICININ SORUMLULUĞU
Karar Özeti: Taşıma sırasında, yük kayması sonucu geminin batması olayında, davalı taşıyıcının kusurlu ve dolayısıyla zarardan sorumlu olup olmadığının belirlenmesi açısından, çinko kurşun konsantresi yükün "su bırakma" özelliğine göre, tülani perde bulunup bulunmadığı hususunda taraflardan delil ve karşı delilleri istenmeli, tülani perdenin hangi koşullarda yapılabileceği araştırılmalı, şayet tülani perde olsaydı, anılan yükün kayması sonucu geminin batması olayının meydana gelip gelmeyeceği üzerinde durulmalıdır.
(6762 s. TTK. m. 817/1, 948, 1019, 1061, 1062, 1063, 1361)
(3226 s. FKK. m. 7,17)
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 16.5.2000 tarih ve 1999/182-2000/413 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan D... Finansal Kiralama A.Ş. nin maliki, diğer davalının ise işleteni olduğu gemi ile taşınması üstlenilen kurşun konsantresi yükünün taşıma rizikolarına karşı müvekkilince sigorta örtüsüne alındığını, ancak, D... IV isimli geminin 1 Şubat 1998 gemi batması üzerine müvekkilinin ilgilisine (634.125.32) USD. tazminat ödediğini, olağan hava koşularında geminin batmasında, fazla yük ve geminin yola ve yüke elverişli olmamasının etken olduğunu, taşıyıcının yükü tam ve sağlam alıcısına ulaştırmak ile sorumlu olduğunu, öte yandan, geminin mali mesuliyet sigortasının bulunmadığını, sözleşmenin kurulmasında esaslı unsur olan bu hususta hile yapıldığından ve Finansal Kiralama Kanununun 17/2. maddesi uyarınca zarardan her iki davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, (634.125.32) USD.nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı D... Gemi İst. A.Ş. Vekili, geminin denize ve yüke elverişlilik belgelerinin bulunduğunu, yükün fazla olmadığını, deniz tehlikelerinden meydana gelen zararlardan taşıyanın sorumlu olmadığını, geminin mali mesuliyet sigortasının bulunduğunu, kaldı ki donatanın sorumluluğunun gemi ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı D... Finansal Kiralama A.Ş. vekili cevabında, geminin diğer davalıya kiralanmış olup, Finansal Kiralama Kanununun 7. ve 17. maddeleri gereğince müvekkili sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, yetkili kurum ve yerlerden alman belgelere göre geminin denize ve yük elverişli olduğu, aşırı yükleme olmadığı, kaptanın özenle seyrettiği, aynı yük için ardıl seferler yaptığı nazara alındığında, ambarda yükün kaymaması için tülani perde yapılmış olabileceği, ancak, çinko kurşun konsantresi yükün usulünce yüklenmesine rağmen yükün mahiyeti itibariyle 6-7 deniz koşulları karşısında yük kaymasının oluştuğu, bu durumda TTK.nun 1063/7. maddesi gereği donatanın sorumlu olmadığı, kaldı ki, TTK.nun 948. maddesi gereği donatanın deniz serveti ile sınırlı sorumlu olup, gemi battığından donatanın sorumlu olmadığı, taşıma işinin kurulduğu sırada mali mesuliyet sigortasının bulunduğu, Finansal Kiralama Kanununa göre gemiyi kiralayan D... Finansal A.Ş.ne husumet yönetilemeyeceği gerekçesi ile, davalı D... Gemi İşit. A.Ş. yönünden davanın esastan, diğer davalı yönünden pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, TTK.nun 1361 ve müteakip maddelerine dayanılarak ve halefiyet ilkelerine göre açılmış rücuen tazminat istemine ilişkindir. Sigortalı yükü taşıyan ve davalıların malik ve donatanı olduğu geminin 1.2.1998 günü battığı ve davacının, ilgilisine sigorta tazminatı ödediği hususlarında bir uyuşmazlık yoktur. Tüm davacı iddialarına ve somut olayın özelliklerine nazaran evvelemirde açıklığa kavuşturulması gereken husus, davalı taşıyıcının kusurlu ve dolayısıyla zarardan sorumlu olup olmadığının belirlenmesidir.
TTK.nun 1061. maddesi hükmü gereğince, taşıyan, malları teslim aldığı andan, teslim etmesi gereken ana kadar süre içindeki ziyaı ve hasar yüzünden doğacak zararlardan ve yine anılan Yasanın 1062. maddesi gereğince de adamlarının kusurundan sorumludur. TTK.nun 1061, 1062 ve 1063. maddesinin son fıkrasından da anlaşılacağı gibi, kusursuzluğun ispat külfeti taşıyıcıya aittir. Bir geminin denize elverişli olması ise, umumi donanım, makine, kazan gibi kısımları bakımından yapacağı yolculuğun (tamamiyle anormal tehlikeler hariç) deniz tehlikelerine karşı koyabilecek durumda olması demek olup, yetkili makamlarca belirli zamanlarda muayene ile verilen denize elverişlilik belgeleri bir karine hükmündedir ve aksi her zaman ispat olunabilir. TTK.nun 817/1. maddesinde geminin, denize ve yola elverişli sayılabilmesi için "anormal olanlar hariç" bütün tehlikelere karşı koyabilecek vasıfta olmasının aradığına göre, anormal tehlikenin mücbir sebep anlamında kullanıldığının kabulü gerekir. Taşıyana, geminin denize ve yola elverişli ve ambarlarının yükü kabule, taşımaya elverişli tutma mükellefiyeti getiren TTK.nun 1019. maddesi hükümleri de birlikte değerlendirildiğinde, taşıyanın özen borcunun daha ağırlaştırılmış olduğu görülmektedir. Yine, hatalı istifin de yol açacağı elverişsizlikten taşıyanın sorumlu olacağı nazara alındığında, taşıyanın gemiyi mücbir sebep teşkil etmeyen deniz koşullarına uygun denize elverişli halde bulundurması, aldığı yükün özelliklerin uygun istifleme yapması ve yine, o sefere mahsus diğer alınması gerekli tedbirleri de alması zorunludur.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olunursa, geminin en fazla 5-6 şiddetindeki deniz koşullarından battığı anlaşılmaktadır. Bu şiddetteki deniz koşullarının mücbir sebep teşkil edecek koşullar olmadığı ortadadır. Esasen bilirkişiler batma hadisesine yük kaymasının sebep olduğu yönünde birleşmişlerdir. Bu noktada üzerinde durulması en önemli hususu, çinko - kurşun konsantresi yükünün bilinen "su bırakma" özelliği de nazara alınarak, gemi ambarlarının bu yüke uygun ve normal sayılacak deniz koşullarında tehlike yaratmayacak şekilde hazırlanıp, hazırlanmadığıdır. Davalı taraf, yok kaymasını önlemek için gemi ambarında tülani perde bulunduğunu savunmuş, bu doğrultuda 27.1.1998 tarihli kereste alımına ilişkin fatura ibraz etmiştir. Bu husus, geminin 9 ay kadar önce aynı yükü taşımasından dolayı tülani perde yapılmış olmadığı izlenimini vermektedir. Öte yandan, faturanın alındığı 27.1.1998 tarihinde geminin Çanakkale'den hareket ettiği anlaşılmaktadır. Bu özelliklerdeki bir gemiye tülani perdenin hangi koşullarda yapılabileceği üzerinde de yeterince durulmamıştır. Bu husustaki bilirkişi görüşü de verilerek değil, kanaate dayalıdır.
Bu durumda mahkemece, davalı savunmasının kurtuluş beyyinesine ilişkin olduğu da nazara alınarak, gemide, yükün açıklanan özelliğine göre tülani perde bulunup bulunmadığı hususunda davalı taraftan delillerinin sorulması, varsa davacıdan karşı delillerinin istenilmesi ve bundan sonra tülani perdenin hangi koşullarda yapılabileceğinin araştırılması ve şayet tülani perde yapılmış olsaydı dahi böyle bir olayın meydana gelip gelmeyeceğinin üzerinde durulması, bundan sonra, özellikle söz konusu yükün taşınması alanında uzman bir uzakyol kaptanı bilirkişinin de dahil edileceği bir bilirkişi kurulundan tüm davacı itirazlarını da karşılayacak rapor alındıktan sonra, elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2- Yukarıda açıklanan bozma şekil ve sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına (BOZULMASINA), (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşmada vekil ile temsil olunan davacı yararına taktir olunan 100.000.000 lira vekillik ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.1.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini