 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8086
K: 2000/7899
T: 16.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Erzurum Sulh Hukuk Mahkemesince görülerek verilen
14.9.1999 tarih ve 1999/152-994 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araca davalının maliki ve sürücüsü bulunduğu
aracın çarpması sonucu sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini,
sigorta bedelinin tahsili için girişilen icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek
itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, kusur oranı ve hasar miktarını kabul
etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacının sigortalısına yapmış
olduğu ödemenin üzerinde TTK.nun 1268 nci maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin
geçmiş olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan ve rücu alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
2918 sayılı KTK.nun 109.ncu maddesinde, motorlu araç kazalarından doğan maddi
zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği
tarihten itibaren 2 yılda ve herhalde kaza gününden itibaren 10 yılda zamanaşımına uğrayacağı öngörülmüştür. Bu durumda kaza tarihi olan 20.1.1996 tarihinden davanın açıldığı 4.2.1999 tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu düşünülür ise de, BK.nun 133/2'nci maddesi uyarınca, icra takibinin zamanaşımını kesen nedenlerden olduğu ve davacı tarafından 7.1.1998 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığından dava zamanaşımının bu tarihte kesildiği ve bu tarihten itibaren dava tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolmadığı düşünülmeden yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA,
ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.10.2000 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.