 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8016
K: 2000/9122
T: 20.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 18.07.2000 tarih ve 1999/640 - 2000/838 sayılı kararın duruşma olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 200.000.000 TL nin altında bulunduğundan
HUMK.nun 3156 sayılı kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe A... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 19.02.1994 tarih ve 42 sayılı yönetim kurulu kararı ile davalı kooperatife üye olduğunu, Nisan 1995 tarihindeki ortaklıktan çıkma talebinin 28.05.1995 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiğini, bu tarihe kadar ödenen 82.000.000.- liranın davacıya iade edilmediğini ileri sürerek, 82.000.000.- liranın 28.05.1995 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, eski yönetimin basiretli olmayan davranışları nedeniyle kooperatifin mali krize girdiğini, bu durumu öğrenen ortaklardan büyük bir bölümünün de davacı gibi ortaklıktan ayrıldığını, kooperatifin gerek arsa sahibi ve gerekse eski yöneticiler aleyhine dava açtığını, ayrılan ortaklarla hesaplaşmanın bu davalar sonuna bırakıldığını, bu konuda genel kurul kararı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ana sözleşmede yapılan harcamalarla ilgili kesinti yapılması yolunda hüküm bulunmadığı, davacının davalıdan 82.000.000.- lira alacaklı olduğu gerekçesiyle, 82.000.000.- liranın 01.02.1996 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karan, davalı vekili temyiz etmiştir.
l-Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığından istifa ettiğini ileri sürerek, bu sıfatla yatırılan paranın istirdadını istemiştir.
Kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ancak yıl sonu bilançosuna göre payına düşen miktarı alır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1.maddesine göre, devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir. Bilançonun kesinleşmesi ise, bilançonun genel kurulca kabulü ile olur ve alacak en erken bu tarihte muaccel olur. Öte yandan, aynı maddenin 2.fıkrasına göre ise kooperatifin varlığını tehlikeye düşürecek nitelikte olan iadeler, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda ise alacak, üçüncü yılın sonunda muaccel hale gelecektir. Ne varki, ayrılan ortak bu nitelikteki kararın gerçeğe uygun düşmediğini ileri sürüp, tanıtlaması mümkündür.
Davacı, 28.05.1995 tarihinde kooperatif ortaklığından ayrılmıştır. 05.05.1996 tarihli ilk genel kurulda durum görüşülmüş ve gündemin 8..maddesinde ayrılan ortaklarla hesaplaşmanın üç yıl itelenmesine karar verilmiştir. Mahkemece 05.05.1996 tarihli genel kurulda kabul edilen 31.12.1995 tarihli bilançoya göre davacıya iade edilmesi gereken miktar ile iadeler tutarının, kooperatif varlığını tehlikeye düşürecek nitelikte olup, olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.
2-Öte yandan, Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, kooperatifler tacir sayılmamaktadır. Tacir sayılmayan kooperatifin temerrüdü halinde sorumluluğu reeskont faiz oranı değil, yasal faiz Dramdır. 3095 sayılı Yasa'nın 1.maddesini değiştiren 4489 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2000 tarihinden önceki dönem için reeskont oranında faize hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.