 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/7371
K: 2000/8995
T: 16.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TİCARİ DEFTERLER
- ZAYİ NEDENİYLE İPTAL
- EKSİK İNCELEME
Karar Özeti: TTK.nun 68. maddesine dayalı olarak hasımsız açılan zayi nedeniyle iptal davaları, sonuçlan itibariyle sadece davacı tarafı değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran türden olduğu için, bu tür davalarda yapılacak incelemeler, davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalıdır.
(6762 s. TTK. m. 68, 72)
Hasımsız açılan davadan dolayı (Gebze Asliye 3. Hukuk Mahkemesi)nce verilen 9.6.2000 tarih ve 2000/95-376 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava HUMK.nun 3494 sayılı Kanunla değişik 348/1. maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin dilekçede dökümü yapılan ticari defter ve belgelerinin firmaya su basması sonucu hasar gördüğünü ileri sürerek, TTK.nun 68. madde uyarınca zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, toplanan kanıtlar doğrultusunda tespit dosyasındaki bilirkişi incelemesine göre, sadece 1997 yılına ait envanter defterinin ıslanma sonucu okunamaz hale geldiği, diğerlerinden bazılarının okunur durumda, bazılarının hiç yazılmamış, boş evrak ve defterler olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
TTK.nun 68. maddesine dayalı hasımsız olarak açılan zayi nedeniyle iptal davaları sonuçları itibariyle sadece davacı tarafı değil davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerinden olduğundan, mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalıdır.
Dava, davacı şirketin işyerini su basması sonucu dava dilekçesinde dökümü yapılan ticari defter ve belgelerin zayi olduğu iddiası ile açılmış olup, şirket elemanı polise verdiği ifadesinde, sular kesikken çeşmenin açık kalması ve geceleyin suların gelmesi sonucu büroya su bastığını anlatmıştır.
Davacının, dayandığı delil tesbiti sırasında dinlenilen bilirkişi alınan beyanında, defterlerin karton koli içinde bağlı halde ve ıslak olduğu, ancak var olduğu iddia edilen rafın bulunmadığı, kapıların ıslanmadan zarar görmediği, raf olsa idi ıslanmanın mümkün olmayacağı, zira ıslaklığın yerden birkaç santim yüksekliği geçmediği hususlarını açıklayarak şüphelerini dile getirmiştir.
Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, TTK.nun 68. maddesinde yazılı afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği, tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi, tasdike tabi defterlerin tasdik edilip edilmediğinin ilgili noterden, defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığının ilgili vergi dairesinden sorulması, davayı açanın defter tutmakla yükümlü tacir olup olmadığının ve iddia edilen olayın meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığının araştırılması, ticaret sicil kayıtlarının celbedilmesi sonuçta mahkemenin olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana geldiğine kesin kanaat getirmesi gerekmektedir.
Oysa mahkemece, açıklanan bu hususların hiçbiri araştırılmamış ve incelenmemiş, bilirkişinin ıslandığını ve okunamaz olduğunu açıkladığı envanter defterinin TTK.nun 72. maddesi uyarınca tasdike tabi olduğu halde, tasdik durumunun noterden sorulması gereği üzerinde durulmamış, özellikle olayın şüphe çeken yönleri tartışılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, yapılan açıklamalar ışığında iddia incelenmek ve araştırılmak gerekirken, eksik inceleme sonucu verilen karar, temyiz eden davacı dahi olsa davanın kısmen de olsa kabulü, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.