 |
T.C.
YARGITAY
11. hukuk dairesi
E: 2000/674
K: 2000/9218
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 11.5.2000 tarih ve 1997/663-2000/293 sayılıkararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 21.11.2000 günde davacı avukatı Hamdi U... gelip davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait TIR aracının 20.10.1994 tarihli sözleşme ile davalıya kiralanıp teslim edildiğini, 20.10.1997 tarihli ihtarı gönderdiğini, ikinci ihtarın dahi .gönderilmesine rağmen davalının aracı teslime yanaşmadığını ileri sürere, aracın aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde 5 milyar liranın faizi ile tahsiline karar .verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme amacının müvekkilinin: sahip olduğu C-2 belgesinin davacıya kullandırmak olduğunu, araç zilyetliğinin devredilmediğini, davacının bağıtladığı taşıma sözleşmesi gereğince Kazakistan-İstanbul taşıma sırasında araca el konulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, sözleşmenin kurulmasındaki amacın, uluslar arası taşımacılık yapma yetkisi bulunmayan davacı araç malikine bu yetkiyi haiz olan davalı TIR karnesi ve CMR. Hamule senedinin kullandırılması olduğu, aracı davacının çalıştıracağının sözleşmede açıkça belirtildiği, son taşıma sözleşmesini dahi davacının yaptığı, araç zilyetliğinin davalıya devredilmediği, olaya uygun olmayan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından teniyiz edilmiştir.
l-Dava, araç kiralama sözleşmesi gereğince teslim edilen aracın iadesine veya bedelinin tazmin edilmesine ilişkin olup, davacı noterde düzenlenen 20 Ekim 1994 tarihli sözleşme gereği maliki bulunduğu TIR. Aracının C-2 belgesi sahibi davalıya teslim edildiğini, sözleşmenin feshedilmesine rağmen aracın iade edilmediğini ileri sürmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise, aracın C-2 belgesine sahip davalıya mı, yoksak C-2 belgelerinin araç maliki davacıya mı kiralandığı hususunda toplanmaktadır. Her iki tarafında da delil olarak dayandığı, 20 Ekim 1994 tarihli sözleşme incelendiğinde başlığının "Taşıt Kiralama Sözleşmesi" olduğu, yani taşıtın kiralanmasına ilişkin olduğu, alt kısmında "kiralanan" araca ait bilgileri yer aldıktan sonra B bendine Taşımacı (davalı) nın taşıt sahibine her ayın başında 30.000 lira aylık kira bedeli ödeyeceği" açıkça yazılmış olup, bu hükümlerden TIR aracının davalıya kiralandığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıktır. Her ne kadar mahkemece, sözleşmenin C bendinde yer alan "Taşıt sahibi Türkiye ve yabancı ülke mevzuatına uygun taşıt çalıştıracaktır. Taşıt sahibi taşımacıdan izinsiz, habersiz olarak hiçbir yük ve yolcu taşımayacaktır" hükümleri değişik yorumlanarak, aracın fiili zilyetliğinin davacıda kaldığı kabul olunmuş ise de, sözleşmenin bu hükümlerinin. TIR. aracının devamlı ve amaca uygun olarak davalı taşımacı emrinde bulundurulmasına yönelik olduğu kabul edilmelidir. Sözleşmenin bu açık hükümleri karşısında mahkemece, TIR. aracının iadesine veya mümkün olmayacak ise, davacının isteyebileceği tazminatın belirlenmesi ve elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, sözleşmenin bütünlüğü ve amacına aykırı bir yorum ile yazılı şekilde karar verilmesi .doğru olmamıştır,
2-Kabul şekline göre de, her ne kadar mahkemece, dava konusu TIR aracına yurt dışında el konulmasına yol açan 6.10.1995 tarihli taşıma sözleşmesinin dahi davacı tarafından yapıldığı kabul olunmuş ise de, davacının bu belgeyi ve imzayı kabul etmemesi karşısında, söz konusu belge aslının getirtilerek, sözleşmenin davacıyı bağlayıcı olup olmadığının araştırılması gerekirken, bu hususların gözden kaçırıldığı gibi. daha önceleri aracın davalının hakimiyet ve tasarrufunda olduğu iddia olunarak, davalının düzenlediği (14.7.1995 tarihli fatura) fatura ibraz edildiği halde bu delillerin de değerlendirilmemesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (l ve 2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, duruşmada vekil ile temsil olunan davacı yararına taktir olunan 100.00u.000 lira vekillik ücretinin., davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.