 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/6268
K: 2000/7734
T: 12.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 5.Ticaret Mahkemesince görülerek verilen
15.5.2000 tarih ve 2000/278-209 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin davalıdan 128.500.000 TL aidat, 341.875.000 TL
gecikme zammı olmak üzere toplam 470.375.000 TL alacağın tahsili için başlattığı takibin, itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, işbölümü itirazında bulunarak Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli
olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin gönderme kararı üzerine dosyanın gelmesinden
sonra takipte istenen ana paranın 128.500.000 TL olduğu, bu durumda davaya bakmak görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davanın ilk açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 8.5.2000 tarihinde taraf vekillerinin
yüzlerine karşı tefhim edilen gönderme kararı sonrasında ne süresinde ne de süresinden önce veya sonra, davacı veya davalı tarafça ne Asliye Hukuk ne de Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dilekçe ile bir başvuru yapılmamıştır. Asliye Hukuk Mahkemesinin kendiliğinden yazdığı bir yazı üzerine gönderme kararı 11.5.2000 tarihinde tevziye tabi tutulmuş, aynı gün başvurma ve karar harcı alınarak tevzi sonucu dosya kararı temyiz edilen 5.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, bu mahkemece de miktara göre Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Oysa, gönderilen mahkemece, kendisine veya gönderen mahkemeye 10 günlük yasal süre içinde davacı veya davalı tarafça dilekçe ile bir başvuru yapılıp yapılmadığı resen incelenmek ve başvuru dilekçe ile ve süresinde ise ancak ondan sonra miktara göre görevsizlik kararı verilmek gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi, doğru değildir.
Öte yandan, gönderme kararı üzerine görülmeye başlanan dava, yeni bir dava olmayıp,
gönderen mahkemeye açılmış olan davanın devamıdır ve dolayısıyla yeniden harç yatırılmasına gerek yoktur. Harca tabi olmadığı halde harç alınması dilekçe verilmesi yerine geçemeyeceği gibi, HUMK.nun 179.maddesinde yazılı unsurları taşıyan bir dava dilekçesi de kaleme alınmadığından, harç yatırılması ile yeni bir dava açılmış olduğunun da kabulü mümkün değildir.
Bu durumda, mahkemece, TTK.nun 5.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 193.maddesi
uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek gerekirken, bu konuda hiçbir gerekçe ve tartışma da ortaya konmadan, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.