 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/6109
K: 2000/8171
T: 24.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Denizli 4.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen
13.01.2000 tarih ve 1999/211 - 2000/39 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı Gen. Müd. vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 24.10.2000 günde davalı avukatı İ. P. gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilince hamili bulunduğu iki adet çekin karşılıksız çıkması sonrası
davalı bankaca hayali bir şirkete hesap açıp, çek karnesi verdiğinin öğrenildiğini bankanın
kusurlu işleminden sorumlu olduğunu ileri sürerek, (2.352.000.000.-) lira'nın keşide tarihlerinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, hamil davacının bütün başvuru haklarını kullanmadan bankaya başvuramayacağını, çek hesabının hayali kişi adına açılmadığını savunarak gerek husumet ve
gerekse esastan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sunulan kanıtlara, banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve bilirkişi
raporuna dayanılarak, çek keşidecisi şirketin mevcut olmadığı, davalı bankanın gereken dikkat ve özeni göstermediği gibi hesap dahi açmadığı bir şirket adına çek hesabı üzerinden çek karnesi düzenleyip vermekle kusurlu hareket ettiği ve zarardan Çek Kanunu'nun 2 nci maddesi uyarınca sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile çek bedellerinin keşide tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının hamili bulunduğu çeklerin karşılıksız çıkması üzerine davalı bankanın
mevcut olmayan (hayali) bir şirket adına çek hesabı açarak çek karnesi vermesi nedeniyle kusurlu olduğu savına dayalı olarak açılan çek bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece 3167 sayılı Çek Kanunu'nun 2 nci maddesinin buyurduğu özen ve dikkati göstermediği sonucuna varılan davalı bankanın bu kusurundan dolayı çek bedellerinin tamamından sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
Anılan yasal düzenleme uyarınca, çeki karşılıksız çıkan keşidecinin bankada hesap
açtırmasında bankanın kusurlu olması halinde karşılıksız çek nedeniyle hesap açan bankada
sorumlu olur. Somut uyuşmazlıkta ise, yapılan araştırma sonucu davalı bankanın mevcut olmayan bir şirket için çek karnesi vermesi ve sonrasında bu çeklerin karşılıksız çıkması karşısında kusurlu olduğu ve davacı hamile karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak, tacir olan davacı hamilin çekleri alırken bu çekleri keşide edenin yetkili olup olmadığını, böyle bir tüzel kişiliğin bulunup bulunmadığını ve çek hesabının varlığını araştırmaması da BK.nun 44 ncü maddesi hükmü uyarınca birlikte kusur oluşturur. Bu bakımdan, davacı hamilin birlikte kusurunun değerlendirilmesi gerekirken, davalı savunmasında değinilen bu yönün gözden kaçırılarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü
ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 100.000.000.- lira vekillik ücretinin davacıdan
alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.