Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/5430
K: 2000/6618
T: 11.09.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
 
Taraflar arasındaki davanın Polatlı 2.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 13.4.2000 tarih ve 1998/228-2000/145 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve muk davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket ve kardeşi olan diğer davalı arasında 26.2.1991 tarihli bir protokol imzalanarak tarafların aralarındaki ortaklıkları sona erdirmeye karar verdiklerini, müvekkilinin H. Dişli'deki hisselerinin davalı Emin'e verdiğini, bu tesisin değeri karşılığında davalılar tarafından davacı tarafa bir kısım ödemeler yapılmasının taahhüt edildiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimlerin yerine getirilmesine rağmen Polatlı İlçesi Yenidoğan Köyü, Devretepe mevkiinde bulunan 4 ada 2 parsel, 4 ada 3 parsel, 4 ada 4 parsel ve 5 ada 2 parsel'de bulunan taşınmazların ferağının verilmediğini, hakkın şekle
feda edilemeyeceğini ve davalıların davranışlarının MK.nün 2.maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçeleriyle adı geçen taşınmazların davalı şirket adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili davaya cevabında, 26.2.1991 tarihli protokolün şekil şartı gerçekleşmediğinden batıl olduğunu, protokolün taraflarının Emin ve Ahmet Hattat olup H. Dişli San. ve Tic. A.Ş.nin taraf olmaması nedeniyle davada kendisine husumet düşmeyeceğini, davalı Eminin taşınmazların maliki olmaması nedeniyle kendisine karşı böyle bir dava açılamayacağını, kaldı ki protokolde belirlenen 4.000000.000 uranında davacı tarafından ödenmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara nazaran, tapuda kayıtlı taşınmazların satışının MK.nün 643/1, Borçlar Kanunu'nun 213. ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26.maddesine göre resmi şekle tabi olduğu, davaya konu protokolün ise resmi şekilde yapılmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 26.2.1991 tarihli protokole istinaden açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, anılan protokolün 7.maddesi uyarınca öngörülen taşınmaz devrinin ancak resmi şekilde yapılmasının mümkün olduğu, resmi şekilde yapılmayan protokolün davacıya adına tescil isteminde bulunmaya hak vermeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Ahmet ile davalılardan Emin arasında imzalanan 26.2.1991 tarihli protokolün taraflar arasındaki mevcut uyuşmazlıkları gidererek, H. Dişli San. ve Tic. A.Ş. ile H. Elektronik San. ve Tic. A.Ş. ortaklıklarını tasfiye amacı taşıdığı tartışma konusu değildir, esasen davalının bu yönde aksi bir savunması da bulunmamaktadır. Davalının tüm savunması; protokolün gayrimenkul satış vaadine ilişkin olması nedeniyle resmi şekilde yapılmasının gerektiği ve davaya konu taşınmazların protokol dışı H. Dişli San. A.Ş. adına kayıtlı olması nedeniyle onun tescile zorlanamayacağı, kaldı ki, protokolde de açıkça belirtildiği üzere, Eminin H. Dişlinin fiilini taahhüt etmediği üzerine kuruludur. 26.2.1991 Tarihli Protokol hükümlerine bakıldığında, anılan protokolün 1.maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, taraflar H. Dişli ve H. Elektronikte bulunan ortaklıklarını sona erdirmeye karar vermişler, bilahare bu ortaklığın ne şekilde, hangi edimler karşılığında sonlandırılacağını belirlemişlerdir. Görüldüğü üzere anılan protokol, bir gayrimenkul satış vaadi niteliğinde olmayıp, karşılıklı taahhütler içeren bir tasfiye protokolü niteliğindedir. Taraflardan
Ahmet Hattat ve protokol gereğince yerine getirmeyi taahhüt ettiği tüm edimleri ifa etmiş, davalı Emin ise işbu davaya konu ve protokolün 7.maddesinde öngörülen Polatlı arsalarının devri dışındaki tüm taahhütlerini yerine getirmiştir. Karşılıklı taahhütlere havi böyle bir protokolle, BK.nun 81.maddesi uyarınca davacı ifa edilmeyen edimin ifasını talep edebileceği gibi, davalı Emin'in halen ve protokol tarihinde dahi taahhüte muhatap Hema Dişli'yi tek başına temsile, yetkili olması ve diğer taahhütlerin (ki, bu edimlerin bir bölümü bu
davaya konu edime özdeş Konya arsalarının devrine yöneliktir.) dahi bu şirketçe yerine getirilmiş bulunması nedeniyle protokolün davalı şirketi bağlamayacağı savunması da kabul edilemez. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi doğru görülmediği gibi, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, protokolün tümünün bir satış sözleşmesi olduğunun kabulü halinde dahi, şekle aykırılığa bağlanan geçersizlik müeyyidesi (MK. 634, BK:213 ve Tapu Kanunu 26.md.) somut olayda olduğu gibi, verilen sözlerin bir şekil uğruna çiğnenebilmesi adalet duygularını ağır şekilde örseler. Kanunda özel bir hüküm bulunmadıkça, şekilsizlik nedeniyle geçersiz bir sözleşmenin ifasınında geçersiz kalması genel kural ise de, bu kural, MK.nün 2.maddesinde yazılı dürüstlük kuralına aykırı düşecek tarzda uygulanamaz.
Özellikle, şekle uyulmadan yapılan bir sözleşmenin yerine getirilmesinden itibaren çok uzun bir zaman geçmiş veya böyle bir sözleşme çok uzun süre ifa edilmiş bulunuyorsa artık butlan iddiası dinlenmez.
(Tekinay, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.Bas:, Sh.İ02 vd. İhsan Özmen- Eraslan Ozkaya, Muvazaa Davaları, Sh.174.vd.). Somut olayda da durum bu çerçevede kalmakta olup, şekil hükümleri içeren yasa hükümlerine uygulamak büyük bir adaletsizliğe yol açmakta ve başka türlü bu adaletsizliği önleme imkanı bulunmadığından MK.nün 2.maddesi uyarınca akde geçerlilik tanınarak (YİBK. 25.1.1984 T,3/l-30.9.1988 T,2/2) davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.9.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • İcra Hukuk Mahkemesi Görevsizlik Kararı Talebi 
  • 28.03.2024 23:57
  • TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat zamanaşımı ve anayasa mahkemesi 
  • 28.03.2024 19:53
  • ihalenin feshi davasının kabulu kesinleşmeden icra takibine konu edilebilir mi? 
  • 28.03.2024 19:42
  • [Sözleşmeler hukuku] İhtarname 
  • 23.03.2024 05:49
  • [Boşanma davaları] Boşanma davası 
  • 22.03.2024 13:52


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini