 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/5059
Karar No: 2000/5874
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davanın Sakarya 2.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 8.3.2000 tarih ve 1999/324-2000/151 sayılı kararınYargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin 1880 sayılı Tarım Kredi Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı ve Bölge Birliği temsilcisi bulunduğu sırada borcu olduğundan bahisle davalı bölge birliği tarafından bu görevlerinin sona erdirildiğini, oysa borçlarını ödediğini, hiçbir ihtar çekilmediğini, kararı alanların yetkili olmadıklarını ileri sürerek kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kararın anasözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlar doğrultusunda kooperatif anasözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca davacının kooperatife olan borçlarının vadeyi takip eden ençok altı ay içinde ödemesi gerekirken, ödeme yapmadığından görevlerin kendiliğinden düştüğü, ihraç kararı alınması ve borcun ödenmesi için ihtar gerekmediği, ihraç kararı alınması ve borcun ödenmesi için ihtar gerekmediği, ihraç bildiriminin bilgilendirici mahiyette olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının Tarım Kredi Kooperatifi anasözleşmesinin 33 gerekse Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Birliği anasözleşmesinin 30 maddelerinde tecil sebepleri hariç, kooperatiflerine olan borçlarını vadeyi takip eden en çok altı ay içinde ödememeleri halinde birliğe bağlı kooperatiflerin yönetim kurulu üyeliklerinin sona ereceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hüküm karşısında üyeliğin düşmesine neden olan borcun kaynağının ne olduğu, bu borcu ödemek için davacıya ait olduğu kooperatif anasözleşmesiyle tanınan bir vade bulunup bulunmadığı, 6 ay içerisinde ödememe keyfiyetinin hangi tarihte başlaması gerektiği hususlarının araştırılması zorunluluğu bulunmaktadır.
Öte yandan, davacı ısrarla kooperatiflerinin borcunu ödediğini savunmuş makbuzların ibraz etmiş ise de borcun ve ödenen miktarların bilirkişi incelemesi ile tesbiti gerekirken sadece davalı savunmasına itibar edilmesi de doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak davacının hukuki durumunun değerlendirilmesi sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçelerle eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.